Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Salda Gölü çevresine yeni yol yapıldığı iddiaları üzerine yaptığı açıklamada kuraklık sorununa dikkat çekti. Ercengiz, petrokimyasal bitüm malzemesinin doğa dostu olmadığını ifade ederken bölgedeki kuraklaşma sorununa odaklanılması gerektiğini de vurguladı ve su kaynaklarının doğru yönetilmesi gerektiğini belirtti.

Ercengiz, "Salda Gölü son yıllarda su kaybetmeye başladı," diyerek gölün su seviyesindeki düşüşe dikkat çekti. Ercengiz, son 30-35 yılda Burdur Gölü'nün hacminin neredeyse yarısını kaybettiğini ve bu durumun diğer sulak alanlar için de endişe verici bir gösterge olduğunu belirtti. Salda Gölü'nde de benzer bir su kaybının başladığını gözlemlediklerini söyledi.

Kuraklığın temel nedenlerinden birinin vahşi sulama olduğunu ifade eden Ercengiz, küresel iklim değişikliğinin yanı sıra bölgedeki tarım ve hayvancılık politikalarının da su kaybında büyük rol oynadığını belirtti. Ercengiz, özellikle vahşi sulamayla üretilen yem bitkilerinin su kaynaklarını hızla tükettiğine dikkat çekti. Geleneksel aile işletmeleri yerine büyük hayvan çiftliklerinin artmasıyla, suyun daha fazla kullanıldığını ve bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguladı.

Başkan Ercengiz, tarım ve hayvancılığa karşı olmadıklarını, ancak üretimin planlanması ve suyun korunmasının zorunlu olduğunu dile getirdi. Vahşi sulama yönteminin toprağı çoraklaştırdığını ve kimyasal kullanımının arttığını belirten Ercengiz, bu kimyasalların içme suyu havzalarına karışma riskine de dikkat çekti.

Başkan Ercengiz açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“SALDA GÖLÜ SON YILLARDA SU KAYBETMEYE BAŞLADI”

“Bir kaç gündür Salda Gölü’nün kenarında yenilenen yol çalışması ile ilgili gündem oluştu ve tartışılıyor.  Petrokimyasal bir ürün olan bitüm malzemesinin doğa ile dost olduğu söylenemez ancak bir yere odaklanıp asıl sorunun büyüğü hep kaçırılıyor bölgemiz hızla kuraklaşıyor bu nedenle yeraltı ve üstü su kaynaklarını doğru yönetmek zorundayız. Burdur Gölü son 30-35 yılda hacmin neredeyse yarısını kaybetti mücadele ediyoruz ancak yapılan mücadele sadece “Çalıştay” düzeyinde kalıyor.  Göz göre göre yok olan Burdur Gölü bir nevi tüm diğer sulak alanlarımızın sürecinin görüntüsü…  Salda Gölü’müz de son yıllarda su kaybetmeye başladı gözle görülür çekilmeler başladı.

“SU KAYBININ TEMEL NEDENİ VAHŞİ SULAMA”

Bunu sadece küresel iklim değişikliği ile açıklamak mümkün değil; bölgenin son yıllarda tarım ve hayvancılık politikalarına bakacak olursak suyun kaybının temel nedeninin büyük ölçüde vahşi sulama ile üretilen yem bitkilerini olduğunu görürüz. Geleneksel aile işletmeleri yerine büyütülen hayvan çiftlikleri bugün hayvancılık yapan yurttaşımızı da artık mutlu etmiyor, artan maliyetleri azaltamıyor bu nedenle yem bitkisi üretmek için yeraltı sularını “çok azı yasal olan sondajları kullanarak” hızla tüketiyoruz. Ne tarıma ne de hayvancılığa karşı değiliz, “üretim önemli üretmeden yok oluruz” diyen bizler üretimin planlanmasının suyun ve toprağın korunmasının zorunluğu olduğunu da her fırsatta söylüyoruz.  Vahşi sulama ile toprağın da yüzeyini çoraklaştırıyor verim arttırmak üzere kimyasallara da başvuruyoruz. Özellikle içme suyu havzamızda kullanılan kimyasallar ( gübre, pestisit vb ) yüzeydeki yoğun sulama ile toprağın organik madde miktarını azaltırken içme suyuna da karışma ihtimalini doğuruyor.”

Kaynak: MUHAMMET FATİH BAŞCI