Burdur’da 12 Mayıs 1971 tarihinde meydana gelen ve 57 kişinin yaşamını yitirdiği depremin 53’üncü yıl dönümünde uzmanlardan vatandaşların depreme hazırlıksız olduğu uyarısı geldi.
12 Mayıs 1971 günü sabah 08.25’de meydana gelen 6,2 şiddetindeki merkez üssü Yarıköy Köyü olan depremde 57 kişi yaşamını yitirdi. 524 bina ağır, 1624 bina orta ve 3254 bina ise hafif hasar aldı.
Depremin yıl dönümünde Yarıköy’deki deprem yıkıntılarında konuşan Yüksek Jeoloji Mühendisi Servet Cevni: “12 Mayıs depreminin üzerinden 53 yıl geçti. Bazı kaynaklara göre 5.9, bazı kaynaklara göre 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ama şiddet olarak ölçüldüğünde yani binalara verdiği hasara bakıldığında 8 şiddetine eşdeğer olduğu konusunda herkes hem fikir” dedi.
Cevni: “Geldiğimiz noktada bakıyoruz. Türkiye çapında yapı denetim şartnamelerinde iyileştirmeler biraz daha teknolojiye dayalı, beton, demir gibi hammaddelerin iyileştirilmesi söz konusu olmakla beraber ülkemiz ve kentimiz depremle yaşamayı benimseyememiştir. 6 Şubat depremlerinin acısı daha çok taze. O deprem bizim için en büyük karnedir. Aslında sınıfta kaldığımızı gösteren en büyük karnemizdir.” diye konuştu.
“Burdur’un Acilen Deprem Master Planına ihtiyacı var”
Burdur’un öngörülen deprem periyodu ile ilgili olarak yüzde yüz veriler vermek şarlatanlığa kaçıyor diyen Cevni şunları söyledi. “Burdur için deprem periyodu 50 yıl olduğu öngörülüyor. Bu 50 yıllık deprem periyodumuz doldu. Biz bunu sürekli dile getiriyoruz. Sadece anma yıldönümlerinde değil yıl içinde de yazılı ve sözlü olarak hem Tmmob hem de Jeoloji Mühendisleri Odası olarak yetkili kişi ve kuruluşlara dilimiz döndüğünce dillendiriyoruz. Acilen Burdur’un bir deprem master planına ihtiyacı olduğu, yeraltını gösteren Mikrobölgeleme etüdüne, derli toplu bir haritaya ihtiyacı olduğu, bu haritalara göre Burdur şehrinin şekillendirilmesi, kat adetlerinin tekrardan gözden geçirilmesi, yatay mimariye biraz daha önem verilmesi, zemin iyileştirme ve zemin güçlendirmelerine şu anki mevcut durumdan çok daha fazla kıymet verilmesi, denetlenmelerinin artırılması konusunu dillendirmemize rağmen açıkçası çok büyük bir hareket göremiyoruz. Geçtiğimiz 10 yılda Burdur’da yapılan tek iyileştirme geçtiğimiz aylarda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın mikrobölgeleme etüd çalışmalarını başlatmış olması. Henüz bir sonuç yok, sondajlar yapılıyor şu an itibariyle. Çalışmaların başlamış olması bile bizim için umut verici olduğunu düşünüyorum.”
“Burdur depremden ders almadı”
Burdur’un 1971 depreminden ders almadığını belirten Cevni: “Burdur’un kendi içimizde bizim iyileştirdiğimiz bir şey yok. İyileşen, teknolojiyle beraber hazır beton, nervürlü inşaat demiri kullanmamız, genel geçer şeyler haline geldi. Teknoloji elverdiği için daha iyisini kullanıyoruz ama kendimizin özel bir hassasiyeti yok. Şu anda 3 bin küsur binanın yıkıldığı depremde zarar gören binalardan birinin önündeyiz. Çok şiddetli bir deprem olduğunu, bunun periyodunun dolduğunu biliyoruz ama baktığımızda derme çatma binalar olduğunu görüyoruz. Bu bölgede depremin şiddetli hissedilmesinin en önemli sebeplerinden birisi bu bölgenin 3-4 metrenin altında su olması. Su olunca 5 şiddetindeki depremi 8 şiddetinde hissedebiliyorsunuz. Bu bölgede yeraltı suyuyla ilgili önlem alınmadığını biliyorum, herhangi bir veri yok elimizde. Doğrusu buraya ‘Deprem Köyü’ demişiz, İbret alınsın diye tabelalar asmışız ama burayı Jeopark gibi jeosit haline getirip, vatandaşlarımızın buraya gelip ibret almasını sağlamamışız. Hatta durum o kadar acı ki 300 metre ötede köy yeniden kurulmuş o köy de oturanlar bu yıkıntıların önünden gelip geçiyor her gün onların bile bu konuyla ilgili yeterli ders almadıklarını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Eğitimin çok önemli olduğunu kaydeden Cevni, Toplumsal bilincin, toplumsal farkındalığın ön plana çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Cevni: “İlkokuldan itibaren öğrencilerimizin getirilmesi, bunların gösterilmesi. Ekonominin gördüğü zararın, hayatını yitiren insanların çocuklarımıza anlatılması, azimle, bilimle, emekle bu çocukların çalışmalarını aşılamamız gerekiyor. STK’ların bu konuda seferber olması gerekiyor. Bu şekilde başlattığımız eğitimlerle çocuklarımız bu bilinci aldığı zaman, büyüdüklerinde kimisi vali, kimisi Belediye Başkanı, kimisi kaymakam olur. Bu işleri yönetecek kıvama geldiklerinde emin olun 20-30 sene gibi uzun vadeli düşündüğümüzde bu sorunlar kendiliğinden eğitimle çözülebilecektir.” diye konuştu.
Yaşanabilecek herhangi bir depremden sağ kurtulan vatandaşların bile binadan çıktıktan sonra ne yapacağı hakkında bilgisi olmadığını belirten Cevni, “Çünkü bu konuda yeterli çalışma yok. Vatandaş sokağa döküldüğü zaman toplanma alanları net olarak belirtilmemiş. e-devlet üzerinden kısmen belirlenmiş ama gezdiğimizde belirlenen yerlerin bazılarının deprem toplanma alanı için müsait olmadığını tespit ettik. Aslında biraz formaliteden gösterilmiş yerler. Afad’ın koyduğu konteynerlerin kullanımı konusunda mahalleden bazı kişilerin belirlenip bunlara eğitim verilmesi, deprem anında da bu işleri çekip çevirmeleri gerekiyor. Burdur’un aslında doğal afetlerin hepsiyle ama özellikle depremle topyekun bir mücadele içine girmesi, yarın olacakmış gibi hazırlığına bugünden başlaması lazım” dedi.
“Fay hattı yılda 4 mm hareket ediyor”
Burdur Fayının yılda 4 mm gibi bir hareketinin olduğu kanıtlanmış durumda diyen Cevni: ” Biz aslında bununla kumar oynuyoruz. Hareket ettiğini biliyoruz, risk oluşturduğunu biliyoruz ama bugün mü olur, yarın mı olur deyip sanki yokmuş gibi hafızamızdan siliyoruz.Bütün bulgular ortadayken yarın olacakmış gibi hareket etmemiz lazım. Biz başımıza gelmeden pek dikkate almıyoruz açıkçası. Maalesef ucu bize dokunana kadar tedbir almıyoruz” diye konuştu.