Burdur UMKE Sorumlusu paramedik Hilmi Eren, AA muhabirine, deprem olduğunu öğrendikten kısa süre sonra yola çıktıklarını ve Kahramanmaraş ile Hatay'a yönlendirildiklerini söyledi.
BİR KİŞİYİ KURTARMAK İÇİN EN AZ 2-3 SAAT ÇALIŞTILAR
Ebrar Sitesi'nin yan tarafındaki bir binanın enkazında görev aldığını belirten Eren, bir kişiyi kurtarmak için bile 2-3 saatlik çalışma yapmak gerektiğini kaydetti.
Eren, enkazdan bir canı kurtardıklarında kendi canlarını kurtarmış gibi sevindiklerini dile getirerek, "Yoğun çalıştığımız için depremin şiddetini ve tam olarak nereleri etkilediğini 8 gün sonra öğrendim. 8 gün boyunca hiçbir şeyin farkında değildim, sadece çalışmaya odaklanmıştım. Kurtardığımız, orada gördüğümüz birçok kişinin yüzü gözümün önüne geliyor. Yavrusunu korumak için kucaklayan ölmüş bir annenin görüntüsü gibi. Çok zor anlardı." dedi.
Sağlık memuru Şaban Çetin ise daha önce Van, Elazığ ve İzmir depremlerinde görev aldığını, en son Hatay'daki depremzedelerin yardımına koştuğunu anlattı.
DEPREMİN ACISI HALEN DAHA YÜREKLERDE
Depremin acısını hala yüreğinde hissettiğini ifade eden Çetin, şöyle konuştu:
"Beni en çok etkileyen Hatay'daki üçüncü gündü. Emlak Konutları diye bir bölgeye gittik. Orada 7-8 yaşlarında Zeynep adında bir kızımız vardı. Hatırlayınca hala duygulanıyorum. Zeynep'i çıkarmak için 2-3 saat uğraştık. Enkaz altında damar yolu açıldı, boyunluğunu taktık, yaralarını sardık, kanamasını durdurduk. Kızımızı sağ salim dışarıya çıkardık. Ağlamaya başladı, annesini sordu. 'Şimdi anneni de çıkaracağız' dedik. Oyuncağından ayrılmak istemiyordu, arkadaşlarımız enkazdan oyuncağını buldu getirdi, kucağına verdik. Daha sonra 'Babanı da çıkaracağız' dediğimiz zaman, 'Babam öldü' dedi. Ondaki metaneti görünce ağlamaya başladım. Çünkü benim kızımın ismi de Zeynep, onunla empati kurmaya başladım. Ondaki o gücü, metanetli duruşu görünce yorgunluğumuzu unuttuk."
BURDUR UMKE'NİN MESLEK HAYATINDAKİ EN ZORLU GÜNÜ
Paramedik Özgür Gümüş de deprem bölgesinde meslek hayatının en zor dönemini geçirdiğini belirterek, "Depremin 4'üncü günü enkazdan 40 yaşlarında bir kadın afetzedeyi çıkarmaya çalışıyorduk. 4 saatlik çalışmanın ardından bir tünel açtık ve yaralı kadını oradan çıkaracaktık. O ablamız enkazdan çıkmak istemedi. 'Acaba içeride bir akrabası mı kaldı' diye düşünürken sebebini sorduk. 'Başörtüm olmadan ben çıkmam.' dedi. Hemen birkaç dakikada afetzedeye bir başörtüsü bulduk, verdik. Tesettürünü örttükten sonra tahliyesini sağladık. Yani bu hassasiyet, maneviyat beni orada çok etkilemişti." diye konuştu.