Geçmiş yıllara dönüp bakıldığında Burdur’un farklı ilçelerinde yaşanan iş kazalarının ortak bir noktası dikkat çekiyor: ihmaller.
2021 yılında bir çimento fabrikasında yaşanan ölümcül kaza, 2020’de bir mermer ocağında iki işçinin göçük altında kalarak hayatını kaybetmesi ve 2019’da bir inşaatta yaşanan düşme sonucu meydana gelen ölümler, iş güvenliği zafiyetlerini açıkça ortaya koymuştu.
2024 yılına geldiğimizde ise, Tefenni ilçesinde bir mermer fabrikasında meydana gelen kaza, Temmuz ayında Karamanlı ilçesinde gerçekleşen kepçe devrilmesi sonrası hayata veda eden servis ustası, Burdur merkezde Eylül ayında drenaj çalışması sırasında göçük altında kalan işçi, risklerin devam ettiğini gösterdi. İş kazaları sadece iş yerleriyle sınırlı kalmadı.
Bu kazalar tedbirsizliğin getirebileceği facia sonuçların evde dahi başa gelebileceğini gösterirken 2025 yılında Burdur'un merkez Hızırilyas Mahallesi'nde, 34 yaşındaki Abdil A., evinin bahçesinde çapa makinesiyle çalışırken ayağını makineye kaptırdı.
Her bir olay, sadece bireysel trajedilere değil, aynı zamanda toplumsal bir soruna da işaret ediyor: İş güvenliğine verilen önemin yetersizliği.
MAKÜ’den İş Güvenliğine Bilimsel Destek
Bu tabloya karşılık, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) iş sağlığı ve güvenliği konusunda örnek teşkil edecek adımlar atıyor. Üniversite bünyesinde teorik ve uygulamalı eğitim programlarıyla, gençlere iş kazalarını önlemeye yönelik bilinç kazandırılıyor. Özellikle Vaka Temelli Öğrenim Programı sayesinde öğrenciler ve personeller, gerçek hayatta karşılaşabilecekleri iş kazası senaryoları üzerinde çalışarak çözüm üretme becerilerini geliştiriyor.
Ayrıca MAKÜ’nün sunduğu sertifikalı İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Programları, özellikle "çok tehlikeli" sınıf kategorisinde çalışan işçilere yönelik profesyonel eğitimler sunarak sahadaki bilgi eksikliğini kapatmayı hedefliyor.
Bilimsel Uyarılar Yıllar Öncesinden Gelmişti
Burdur’da iş güvenliği eksikliklerine dikkat çeken çalışmaların geçmişi de bulunuyor. 2013 yılında MAKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi’nde yayımlanan bir araştırma, özellikle mermer sektöründe çalışan işçilerin fiziksel ve psikolojik sağlıklarının ciddi tehdit altında olduğunu ortaya koymuştu. Araştırma, meslek hastalıklarının yanı sıra, ağır iş koşullarının yaşam kalitesini nasıl düşürdüğünü net bir şekilde gözler önüne sermişti.
Bu veriler, işverenlerin sadece ekonomik kaygılarla değil, insani ve hukuki sorumluluklarla da hareket etmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
28 Nisan: Farkındalık ve Değişim İçin Bir Fırsat
Her yıl 28 Nisan, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” olarak anılıyor. Bu özel gün, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi için küresel farkındalık yaratmayı amaçlıyor. 2024 yılı teması ise “Değişen İklimde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Sağlanması” olarak belirlendi. Bu tema, iklim değişikliğinin iş sağlığı ve güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, çalışma ortamlarının bu yeni risklere karşı nasıl adapte edilmesi gerektiğini vurguluyor.
ILO’nun bu yılki teması, iklim değişikliğinin iş sağlığı ve güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Artan sıcaklıklar, aşırı hava olayları ve çevresel değişiklikler, çalışanların sağlığını ve güvenliğini tehdit ediyor. Bu nedenle, iş yerlerinde iklim değişikliğine uyumlu önlemlerin alınması ve çalışanların bu konuda bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
İş Güvenliği Artık Ertelenemez
Ülke geneline kıyasla daha az vakanın yaşanmasına rağmen Burdur’da yaşanan her iş kazası, alınmayan önlemlerin ve dolaylı da olsa bir şekilde ihmale uğrayan insan hayatının birer kanıtı niteliğinde. Eğitim kurumlarının çabaları umut verse de, gerçek değişim iş yerlerinde, sahada ve yöneticilerin sorumluluk bilincinde başlayacak.
İş güvenliği artık bir seçenek değil, bir zorunluluk. Her kaybedilen hayat, atılmayan bir adımın bedeli olarak hafızalara kazınıyor.
İş kazalarının önlenmesi ve çalışanların sağlığının korunması, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur. Sadece Burdur’da değil genelde de yaşanan ve manşetlere düşen acı olaylar, bu sorumluluğun ne kadar hayati olduğunu gösteriyor. 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü, bu konuda farkındalık yaratmak ve gerekli adımları atmak için bir fırsat sunuyor. Unutulmamalıdır ki, güvenli bir çalışma ortamı, sağlıklı bir toplumun temelidir.