Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Burdur ve Isparta Şubeleri olası bir depremde iki kenti etkileyecek olan fay hattı üzerinde ortak basın açıklaması yaptı.
Burdur merkez Yassıgüme Köyü yakınlarındaki Fay aynası üzerinde iki şube adına basın açıklamasını Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Burdur Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Yüksek Jeoloji Mühendisi Servet Cevni okudu.
Cevni, “Burdur ve Isparta şubeleri olarak yıkıcı etkisi yüksek olan Burdur Fayı üzerinde sesimizi duyurmak üzere bir araya geldik” dedi.
"Ne yazık ki ders çıkartmamış, bilimin yolunda ilerleyememişiz"
“6 Şubat depremlerinin üzerinden tam bir yıl geçti üzülerek söylüyoruz ki ülkemizde felakete dönüşmüş, afete dönüşmüş bir doğa olayının daha yıldönümünü anıyoruz” diyen Cevni: “Yaşadığımız coğrafyada her doğa olayının afete dönüşme potansiyeli ne yazık ki yüksek, her doğa olayında yeni felaketler, yeni afetler yaşıyoruz. Tam bir yıl önce bugün bu felaketlere ‘asrın felaketi’ olarak adlandırılan bir yenisi daha eklenmiştir. 12 Mayıs 1971 Burdur depremi, 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi, birinci yılını doldurduğumuz 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi ve sayamadığımız yüzlercesi, gördüğümüz gibi her olan deprem doğal afete dönüşmüş felaketler getirmiş birçok canımızı bizlerden koparmıştır. Ne yazık ki bizler bunlardan ders çıkartmamış bilimin gösterdiği yolda üzerine koyarak ilerleyememişiz. Takvimlerimizde felaketleri ölümleri yiten canları kaybolup giden hayatları yeni anma günlerini ekleyebileceğimiz yeni sayfamız kalmamıştır” ifadelerini kullandı.
"Burdur ve Isparta’nın kaderi ortak"
“Burdur ve Isparta komşu iki il fakat kaderimiz ortak” diyen Cevni, "En son 1914’te ve 1971’te her iki ili de yıkan ve büyük acılara neden olan fay ortaktır. 1914 depreminde Burdur’da evlerin % 90’ı, tarihi eserlerin çoğu, Keçiborlu’da evlerin % 82’si ağır hasar görmüştür. Isparta’da evlerin % 55’i, Büyük Cami ve diğer kamu binaları çökmüştür. Bu nedenle bugün, 6 Şubat felaketinin yıldönümünde, Isparta ve Burdur Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulları olarak bir gün bizi tekrar yıkacak olan fayın üzerinde ortak basın açıklaması yapmaktayız. Yüzyılın felaketinin üzerinden tam bir yıl geçmiş olmasına rağmen benzer afeti bekleyen Isparta ve Burdur illerimizde henüz elle tutulur bir tedbir veya karar alınmamıştır. Depremler tek başına ele alındığında güneşin doğması, yağmurun yağması kadar doğal olaylardır.” dedi.
"Bizlere afetlere karşı dirençli kentleşme sağlamakla görevli olanlar, vatandaştan parasını toplamış, sorumluluğu da yine vatandaşın üzerine atmıştır"
Jeoloji Mühendisleri Odası’nın 2021 yılında Burdur, Kahramanmaraş ve Hatay’ın da aralarında olduğu 18 kente ait raporu Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, TBMM’de grubu bulunan beş siyasi partinin genel başkanı, ilgili bakanlıklar, belediye başkanları ve kentlerin tüm milletvekillerine gönderildiğini kaydeden Cevni : “Depremden yaklaşık iki yıl önce 02.03.2021 tarihinde yayınlanan ve geri dönüşün olmadığı 11 sayfalık bu rapor ile depremin zamanı ve büyüklüğü haricinde depremin olacağı öngörülmüştür. Bu rapora rağmen yetkililer “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır” ibaresini eklemiş ve imar affını çıkartmışlardır. Yani bizlere afetlere karşı dirençli kentleşme sağlamakla görevli olanlar, vatandaştan parasını toplamış, sorumluluğu da yine vatandaşın üzerine atmıştır” diye konuştu.
"İmar planları doğayı ve toplumsal yaşamı etkileyen, şekillendiren bütüncül planlardır"
Afetlere karşı dirençli kentler oluşturabilmek için yapılması gerekenleri sıralayan Cevni: “Sağlam, kararlı ve istikrarlı bir siyasi irade ile toplumun ihtiyaç ve menfaatlerini gözeten, meselelere bütüncül ve bilimsel bakabilen politik bir anlayışa ihtiyaç vardır. Şehrin kapasite ve kaynaklarına bağlı olarak, meslek odalarının, üniversitelerin, toplumun ve karar vericilerin hep birlikte katılımcı bir modelle rant kaygısından uzak, bilimin ve mühendisliğin ışığında şehirleri planlamaları gerekmektedir. İmar planları doğayı ve toplumsal yaşamı etkileyen, şekillendiren bütüncül planlardır. Doğru kriterlere göre hazırlanmayan veya özel uygulamalarla sürekli delinen ve değiştirilen planlar, sağlıklı kentleşmeyi olumsuz etkilemektedir. İmar planlarının sağlıklı bir şekilde oluşturulması ve sürdürülmesi nitelikli katılımcılıkla mümkündür. Bunlar oluşturulurken kentin bütünü bu planlara dahil edilmeli kapalı kapılar ardında belli bir azınlıkla rant odaklı planların yapılmasının önüne geçilmelidir. Yetkin ve hesap verebilir bir yerel yönetim anlayışı hâkim kılınmalıdır. Tarımsal ve riskli alanların yapılaşmaya açılması sınırlandırılmalı, sorunlu ve zayıf zeminlerde yüksek katlı konut ve benzeri yapılar için yapı izni verilmemelidir. İstisnai durumlarda kural ve kriterler titizlikle belirlenmeli ve denetlenmelidir. İster yeni alanlar üzerinde yapılan çalışmalar, ister mevcut planlar üzerindeki tadilatlar olsun her türlü imar çalışması şeffaf, katılımcı ve tekniğine uygun olmak zorundadır. Sağlıklı yapılaşma, nitelikli mesleki hizmetler, nitelikli müteahhitlik ve nitelikli kamusal denetim sağlanmalıdır. Yapı plan ve projeleri yetkin ehliyet sahibi kişilerce incelenmeli, her meslek grubu kendi yetki ve sorumluluğundaki plan projeyi incelemeli ve denetlemelidir. Mimar ve mühendis istihdamı olmayan belediyelerde ruhsat verme işlemi, personel sayısını tamamlayana kadar askıya alınmalıdır. Afetlere hazırlık çalışmaları kaynak ve zaman gerektiren uzun soluklu çalışmalardır. Dolayısıyla gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin kendi dönemlerinde esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır” ifadelerini kullandı.
"Bizim şehirlerimiz için hala çok geç değildir. Kanun çıkarıcıları, karar vericileri ve yerel idareleri acilen göreve davet ediyoruz"
Cevni açıklamasını şu sözlerler sonlandırdı; ”Burdur-Fethiye fay zonu üzerinde bulunan Burdur ve Ispartamız için de durumun Hatay ve Kahramanmaraş gibi olmaması için var gücümüzle çalışacağımızın sözünü veriyoruz. Bizim şehirlerimiz için hala çok geç değildir. Kanun çıkarıcıları, karar vericileri ve yerel idareleri acilen göreve davet ediyoruz, yarın çok geç olmadan. Geçmişten ders çıkararak, gelecekteki nesiller için daha sağlam, güvenli ve sürdürülebilir bir Türkiye inşa etme sorumluluğunu hep birlikte taşımalıyız. Son söz olarak doğal afetlerde canını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, yakınlarını kaybeden yurttaşlarımıza sabır diliyoruz. Ülkemizin bir kez daha başı sağ olsun."