Burdurlu Kezban Yaman, 45 yaşında, 17 yaşındaki ikizleri İsmet ve Samet ile hayat mücadelesini samimi bir şekilde anlatıyor. Çift yumurta ikizi olan çocukları, tüp bebek yöntemiyle dünyaya geldi. Ancak, zorlu bir hamilelik süreci ve erken doğumun ardından gelen teşhisler, Yaman ailesinin hayatını değiştirdi. Kezban Yaman, bu süreçte yaşadıklarını ve çocuklarıyla birlikte çıktığı zorlu yolculuğu paylaşıyor.
Zorlu Bir Başlangıç: Beyin Kanaması ve İlk Günler
İsmet ve Samet prematüre olarak dünyaya geldiler ve doğumlarından itibaren sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kaldılar. Doğdukları ilk günlerde doktorlar, İsmet’in beyin kanaması geçirdiğini ve Samet’in yaşam mücadelesi verdiğini belirtti. Kezban Yaman, “İlk zamanlar çok çaresizdim. Çocuklarımın oturamaması, su içememesi gibi belirtileri fark ettiğimde, kendimi yetersiz hissettim. Ama doktorum beni teselli etti ve mücadeleye devam etmem gerektiğini öğretti” sözleriyle o günlerin zorluğunu ifade ediyor.
Çocuklarına serebral palsi teşhisi konulduktan sonra Kezban Hanım’ın hayatı fiziksel ve duygusal bir mücadeleye dönüştü. Sobayla ısıtılan tek odalı bir evde, sürekli bronşit geçiren çocuklarına bakmaya çalışan Yaman, annesinin desteğiyle bu süreci atlattı. Fizyoterapistlerin tavsiyesiyle çocuklarına düzenli egzersiz yaptıran anne, “Birini sırtıma sarar, diğerine egzersiz yaptırırdım. Her şey zor görünse de annelik duygusu bana güç verdi” ifadelerini kullanıyor.
Rehabilitasyon ve Güçlü Olma Kararı
İsmet ve Samet rehabilitasyona başladığında, Kezban Yaman için hayat farklı bir boyut kazandı. İlk günlerde evden çıkmak ve diğer annelerle karşılaşmak zor gelse de zamanla güçlü olması gerektiğini anladı. “Üzülmemeli, ağlamamalı, yorulmamalıyım. Çocuklarım için güçlü olmayı öğrendim. Kimseye muhtaç olmamak için 44 yaşında araba kullanmayı bile öğrendim” diyerek azmini dile getiriyor.
Hayata Dokunan Bir Terapi Odası
Yaman ailesi, evlerinin bir odasını çocukları için fizyoterapi odasına çevirdi. Haftada bir gün gelen fizyoterapist hem fiziksel hem de psikolojik olarak aileye büyük destek sağlıyor. Kezban Yaman, “Fizyoterapistimizin gelmesi sadece çocuklar için değil, benim için de bir terapi. Bizi moral olarak da ayakta tutuyor” diyerek bu düzenin önemine dikkat çekiyor.
İsmet’in Manevi Yolculuğu
İsmet, dinine olan düşkünlüğüyle annesine her gün yeni bir umut kaynağı oluyor. Kezban Yaman, oğlunun Kur’an öğrenme sürecinde nasıl yanında olduğunu şöyle anlatıyor: “Her gün bir saat camiye götürdüm. Hocalarının yardımıyla Kur’an okumayı öğrendi. Onun bu yönü beni her zaman güçlendirdi.” İsmet’in maneviyatı, Kezban Yaman'a her düşüşte yeniden ayağa kalkma cesareti veriyor.
"Çocuklarım Şarj Cihazı Gibi"
Kezban Yaman için çocukları, adeta yaşam enerjisi. “Düştüğümde beni onlar kaldırıyor. Samet’in bir gülümsemesi, İsmet’le bir sohbet, benim şarj cihazım gibi” diyor. Mahallesindeki komşuların desteğini de dile getiren anne, “Mahallem çok iyi. Samet gülerse hepimiz güleriz diyorlar. Bu konuda çok şanslıyım” diyerek çevresine olan minnettarlığını dile getiriyor.
Kezban Yaman, tüm zorluklara rağmen minnet dolu. “Rabbim beni çok sevmiş ki iki meleğini birden vermiş bana. Şükürler olsun” diyerek hem yaşama hem de çocuklarına olan sevgisini dile getiriyor. Çocukları için düşüp kalkmayı öğrenen bu güçlü anne, herkesin hayatında umut olabilecek bir hikayeye sahip.
Son olarak Kezban Hanım, “Bu süreçte öğrendim ki insan, en zor zamanlarında bile çocuklarının mutluluğu için ayakta kalır. Onlar için daha güzel bir hayat sunmak benim en büyük hedefim” diyerek sözlerini tamamlıyor.