15 yaşındaki otizmli oğlu Yusuf’un yanı sıra iki çocuğuna da tek başına bakan Gülnur Yarar, hayatın ona yüklediği zorluklara rağmen mücadeleden vazgeçmeyen bir anne. Hem annelik sorumluluklarını yerine getiren hem de Türkiye’de kamuda görev yapan tek kadın otobüs şoförü olarak çalışan Yarar, her yeni günün beraberinde getirdiği sorumluluklarla güçlü bir şekilde başa çıkıyor. “Maddi ve manevi bütün yük benim omuzlarımda. Hayat hiç kolay olmadı ama mücadeleyi bırakmadım” diyor.
Eşiyle yollarını ayırdıktan sonra hayata sıfırdan başlamanın ne kadar zor olduğunu dile getiren Yarar, bu sürecin sadece maddi değil, manevi olarak da yıpratıcı geçtiğini ifade ediyor. Ancak o, tüm bu zorluklara rağmen hem çocuklarına hem de kendisine daha iyi bir hayat sunmak için durmadan çalışmaya devam etti. Onun hikayesi, kararlılığın ve azmin en güzel örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Kadın Şoför Olma Hayali Gerçekleşti
Gülnur Yarar, şoförlük hayalini gerçekleştirmek için babasından gizli şekilde ehliyet kursuna yazıldı. “D sınıfı ehliyet için kurslara başladım ve tam o dönemde belediyenin otobüs şoförü ilanını gördüm. Oğlum Yusuf hastanede yatarken ehliyet sürecim bir ay ertelendi. Ehliyetimi aldığım gün belediyenin sınavına girdim ve birçok erkek aday arasından seçildim” diye anlatıyor. Şu anda Burdur Belediyesi’nde iki yıldır otobüs şoförü olarak görev yapıyor.
Belediye sınavında önce hafriyat kamyonu, ardından 12 metrelik otobüs kullanarak sınavı başarıyla tamamladığını belirten Yarar, erkek egemen bir meslekte kadın olmanın getirdiği zorluklarla da başa çıkmayı öğrenmiş. “Beni otobüs direksiyonunda gören bazı insanlar şaşırıyor ama işimi severek yapıyorum. Bu, sadece benim değil, tüm kadınların neler başarabileceğini gösteriyor” diyor.
Otizmli Oğluyla Hayata Tutunma Mücadelesi
Gülnur Yarar’ın oğlu Yusuf’a otizm teşhisi konulması, onun hayatını tamamen değiştirdi. Yusuf’un zorlayıcı davranışlarının ve öfke nöbetlerinin, doğru eğitimle zamanla azaldığını anlatan Yarar, özel eğitim okullarında tanıştığı öğretmenlerin desteğiyle hayata tutunduğunu belirtiyor. “Emel Çetiner ve Arzu Aydoğan hocam hayatıma yön verdiler. Onların sayesinde üniversiteye başladım” diyor.
Yarar, oğlu Yusuf’u daha iyi anlamak ve ona daha iyi bir anne olabilmek için eğitim aldı. İlk olarak engelli bakım ve rehabilitasyon bölümü okuyan Yarar, şu anda sağlık yönetimi bölümünde son sınıf öğrencisi. “Çocuğumu anlamak için okumayı seçtim. Bana gelince, ben neden yaşıyorum biliyor musunuz? O’nun mutluluğu için…” sözleriyle mücadelesinin ardındaki motivasyonu dile getiriyor.
Yusuf ve Berkay’ın Telepatik Arkadaşlığı
Yusuf’un en yakın arkadaşı Berkay ile olan dostluğu, anneler tarafından hayranlıkla izleniyor. Yusuf otizmli, Berkay ise Edwards sendromlu. “İkisi yan yana geldiklerinde konuşmasalar bile ertesi gün farklı yerlerde aynı şeyleri yaparlar. İlginç telepatik bir arkadaşlıkları var” diyor Gülnur Hanım. Bu dostluk, iki özel çocuğun birbirini anlama şekliyle dikkat çekiyor.
Bu sıra dışı dostluk, Gülnur Yarar ile Berkay’ın annesi Emel Çetiner’i de birbirine bağlamış. “Biz anneler olarak birbirimize destek olduk, hayata tutunduk. Çevremizin, ailemizin bizi anlamadığı yerde biz birbirimizi anladık” diyen Yarar, bu dayanışmanın kendisini nasıl güçlü tuttuğunu anlatıyor.
Yusuf’un ergenlik dönemine girmesiyle birlikte Gülnur Yarar, yeni zorluklarla karşılaşmış. Ancak ağlayarak geçirdiği günleri geride bıraktığını söylüyor. “Ergenlik gereği Yusuf şu an beni zorluyor ama artık mücadele etme zamanı” diyen Yarar, yaşadığı her zorlukta daha da güçlendiğini ifade ediyor. Şimdi tek amacı, Yusuf’un mutlu bir birey olarak hayatına devam etmesi.
Yarar, geçmişte yaşadığı tüm acılara rağmen, artık kendisini mücadeleye ve oğluna adadığını belirtiyor. Yusuf’un her gülümsemesi, annesine güç veriyor. “Yusuf’la geçirdiğim her an bana onun mutluluğu için ne kadar değerli bir hayat sürdüğümü hatırlatıyor” diyor.