Burdur’da susuz tarım yapan Dr. Ece Aynur Onur, “Tasarruflu ve minimalist bir hayat yaşamak zorundayız! Her damla suyu bir elmas veya altın parçası gibi korumak zorundayız! Elmas yenmez, altın içilmez! Ağaç dikmek, ormanlarımızı canımız pahasına korumak zorundayız! Artık tehlikenin farkına varmak ve harekete geçmek zorundayız!” dedi.
ABD’deki mesleki kariyerini bırakıp Burdur’da susuz tarıma başlayan Susuz Tarım proje sorumlusu ve aynı zamanda Askeri Antropolog olan Dr. Ece Aynur Onur, sosyal medya hesabından kuvvetli rüzgar ile birlikte Burdur Gölü’nün kuruyan kısmından yükselen toz bulutunun görüntülerini paylaşarak uyarılarda bulundu.
Dr. Ece Aynur Onur açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“ATA TOPRAĞIM CAN ÇEKİŞİYOR”
“Dört yıldır "Kuraklık geliyor! Susuzluk kapımızda!" diye haykırarak Burdur'da su kaynaklarımızı muhafaza etmek için çırpınıyoruz. Bugün geldiğimiz nokta yarısına kadar çekilmiş bir Burdur Gölü ve gölden yükselen tozlar nedeniyle nefes alamayan, tarım yapamayan bir şehir. Burdur ilimiz geçmişte "Göller Yöresi" olarak adlandırılan ve fakat yanlış su politikaları sonucu bugün "Çöller Yöresi"ne dönüşen bölgenin merkezindedir. Burdur, Eğirdir, Karataş, Yarışlı ve daha nice göllerimiz göz göre göre katledildi, kurutuldu! Yer üstündeki doğal göllerimizin yok edildiği yetmedi! Sıra yer altı sularımızı ve barajlarımızı mermer madeni, krom madeni, biyogaz tesisi sahibi şirketlere peşkeş çekmeye geldi! Bugün ilk defa Burdur merkezde çeşme suyu içme hatasına düştüm. SUYUN TADI ZEHİR! İkinci ve daha üst katlara çıkan su parmak kalınlığında. Yazık! Ata toprağım can çekişiyor. Dört yıldır "SUSUZ TARIM YAPALIM" diye haykırıyorum. Destek görmediğimiz gibi bir de alay ediliyor.
“HER DAMLA SUYU ALTIN PARÇASI GİBİ KORUMAK ZORUNDAYIZ”
Masa başı hipotezleri, rapora-belgeye dayanmayan iddialar, "Ben yaptım, oldu" projeleri, milli kaynaklarımızın belirli aktörler ve güç odakları tarafından sömürülmesine izin verilmesi doğamızda geri dönülmez bir tahribat yarattı. Üretmek, üretmek, üretmek zorundayız! Zehirsiz yaşamı seçmek zorundayız! Tasarruflu ve minimalist bir hayat yaşamak zorundayız! Her damla suyu bir elmas veya altın parçası gibi korumak zorundayız! Elmas yenmez, altın içilmez! Ağaç dikmek, ormanlarımızı canımız pahasına korumak zorundayız! Artık tehlikenin farkına varmak ve harekete geçmek zorundayız!
“SUSUZ TARIM, KURAKLIK TEHDİDİ KARŞISINDA EN GÜÇLÜ SİLAHIMIZDIR”
Türkiye'de susuz tarım kavramını 4 yıl önce ilk defa ben dile getirdim. Ben bir teorisyenim. İşim, günlük hayattan yeni teoriler ve kavramlar üretmek. 10 yıldır 15 yıldır susuz tarım yapıyoruz diyenler gösterebiliyorlarsa tek bir yazılı kaynak göstersinler. Senelerdir ABD Tarım Bakanlığı'nın susuz tarım hakkındaki belgelerini ve raporlarını okuyorum. Susuz tarım pratiklerimizi en bilimsel, en güvenilir, en güncel kaynaklar üzerine inşa ettim, meleklerim tarlada, bahçede, saksıda emek emek işlediler. Susuz tarım, kuraklık tehdidi karşısında insan soyunu devam ettirebilmemiz için en güçlü silahımızdır.”