Burdur’un en köklü eğitim kurumlarından biri olan eski Kız Meslek Lisesi’nin unutulmaz öğretmenlerinden Gül Taşcıoğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle Yeni Gün Medya’ya konuştu.
Meslek hayatındaki unutulmaz anılarını ve öğretmenlik mesleğine olan tutkusunu paylaşan Taşcıoğlu, öğrencilerine anne şefkatiyle yaklaştığını ve onların başarısını her zaman kendi başarısı olarak gördüğünü söyledi.
Taşcıoğlu konuşmasında şunları söyledi;
“Öğrencilerimin farklı yerlerde görev yaptığını görmek beni çok mutlu ediyor”
“Isparta'nın Senirkent ilçesinde doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Senirkent’te tamamladım. Daha sonra öğretmenlik hayalimi gerçekleştirmek için eğitimime devam ettim ve giyim öğretmeni olarak Burdur Kız Meslek Lisesi’ne atandım. Uzun yıllar Burdur Kız Meslek Lisesi’nde görev yaptıktan sonra, branşımla ilgili üniversite düzeyinde de çalışmalara başladım. Süleyman Demirel Üniversitesi’ne geçtiğimde, branşıma uygun bir bölüm olmadığı için Tıp Fakültesi Tıbbi Eğitim Anabilim Dalı’nda görevlendirildim. İlk başta bu durum bana şaşırtıcı geldi, çünkü giyim öğretmeni olarak Tıp Fakültesi’nde nasıl çalışacağımı bilemiyordum. Ancak, o dönem başkanlık yapan hocamızın desteğiyle "Probleme Dayalı Öğretim" yöntemi üzerinde çalıştım. 9 Eylül Üniversitesi’nden gelen Esin Kulaç hocamızla birlikte bu yöntemi hem tıp öğrencilerine hem de öğretim görevlilerine uyguladık. Bu süreç benim için oldukça verimli ve keyifliydi; hem yeni bilgiler öğrendim hem de unutulmaz anılar biriktirdim. Şimdi, mezun olan öğrencilerimin farklı yerlerde görev yaptığını görmek beni çok mutlu ediyor. Şu anda o dönemde mezun olan öğrencilerimizle gurur duyuyorum.
“Giyim atölyesinde öğrencilerimizle üretime dönük birçok çalışma gerçekleştirdik”
2005 yılında emekli olduktan sonra Burdur’da yaşamaya devam ettim. Burdur Kız Meslek Lisesi’nde geçirdiğim yıllar, hayatımın en değerli anılarını oluşturuyor. 1977 yılında Burdur’a geldiğimde bu okulda çalışmaya başladım ve hem öğretmenlik hem de idarecilik yaptım. Giyim atölyesi şefi olarak öğrencilerimizle üretime dönük birçok çalışma gerçekleştirdik. Hatta bir dönem Burdur ve Isparta bölgelerinin halk oyunları kıyafetlerini dikerek adımızı duyurduk. Bu başarılar, bir ekip çalışmasının eseriydi ve tüm öğretmen arkadaşlarımın ve öğrencilerimin katkılarıyla mümkün oldu.
“Okulumuzun her yerinde anılarımız var”
Daha sonra yeni okul binamıza taşındık ve burada müdür başyardımcısı olarak görev yaptım. 1999-2005 yılları arasında okul müdürü olarak çalıştım. Okul müdür yardımcılığı ve sonrasında okul müdürlüğü görevlerini üstlendiğim yıllarda da hedefimiz her zaman yenilikleri okula kazandırmak oldu. İlk cilt bakımı ve kuaförlük bölümünü açarak bu alanda da başarılı mezunlar verdik. Bugün, o dönem mezun olan öğrencilerimizin kendi branşlarında öğretmenlik yaptığını görmek ayrı bir gurur kaynağıdır. Hem yeni okulumuz hem eski okulumuzun her yerinde anılarımız var.
“Öğrencilerimize en iyi şekilde yardımcı olmaya çalıştık”
Okulumuzda bir aile ortamı vardı. Her zaman okulumuza yenilik getirmek için gayret ettik. Öğrencilerimizi evlatlarımız gibi görürdük ve onların hem eğitim hayatlarında hem de kişisel gelişimlerinde yanlarında olurduk. Örneğin, maddi durumu yetersiz olan öğrencilerimize yemek çıkarılması için bir proje başlattık. Öğretmen arkadaşlarımızla birlikte nöbetçi olduğumuz günlerde yemek yaparak bu ihtiyacı karşıladık. Aynı şekilde, yeni okulumuza taşındığımızda da bu uygulamayı devam ettirdik. Öğrencilerimize destek olmak, onların hayatına dokunabilmek, bizim için her zaman öncelikliydi. Öğretmenlik mesleğini her zaman severek ve isteyerek yaptım. Öğrencilerimize en iyi şekilde yardımcı olmaya çalıştık. Onlarla her zaman gurur duyuyorum. Ne yazık ki, zaman içerisinde kaybettiğimiz değerli meslektaşlarımız da oldu. Özden Çetiner öğretmenimizi ve Yüksel Uzun öğretmenimizi her zaman sevgi ve özlemle anıyoruz. Onların anıları, bu okuldaki izleri hiçbir zaman silinmeyecek.
“Evdeki annelik görevimizi okulda da devam ettirirdik”
Öğretmenlik, sadece bir meslek değil, aynı zamanda büyük bir fedakarlık ve sevgi gerektiren bir görevdir. Bizler bu mesleğe severek isteyerek başladık. Biz hep bir aile gibi davrandık görevimiz sürecinde. Evdeki annelik görevimizi okulda da devam ettirirdik. Öğrencilerimizin yüzünden, onların ne düşündüğünü, ne hissettiğini anlayabilmek, öğretmenlik mesleğinin en güzel yanlarından biridir. Onlara daha iyi bir gelecek sağlamak için zaman zaman zor kararlar almak zorunda kalsak da niyetimiz her zaman onların iyiliği içindi. Bugün, emekli bir öğretmen olarak geçmişe dönüp baktığımda, yaptığımız tüm çalışmalarla ve yetiştirdiğimiz öğrencilerle gurur duyuyorum. Öğretmenlik mesleğini seçecek olan gençlere de şunu söylemek isterim: Öğrencilerinizi bir birey olarak değil, ailenizin bir parçası gibi görün. Ancak bu şekilde onların hayatına anlamlı bir dokunuş yapabilirsiniz.
“Birlik ve beraberlik içinde olmanın gururunu taşıyoruz”
Bugün, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü, öğretmen arkadaşlarımızla ve katılan öğrencilerimizle birlikte kutladık. Bu özel günü coşkuyla bekliyorum ve çok mutluyum. Öncelikle, tüm değerli meslektaşlarımın Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Bir ülkenin kalkınmasında eğitimin önceliği büyüktür. Gençlerimizin dürüst, karakterli, ilimde, ekonomide ve politikada başarılı bireyler olarak yetişmesi, eğitimin kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. Bu sürecin en önemli unsuru ise öğretmenlerdir. Öğretmenlerin yetiştirilmesi ve mesleklerinde başarılı olmaları, ülkelerin gelişiminde belirleyici bir rol oynar. Eğitimin hedeflerinin gerçekleşmesinde büyük bir sorumluluk üstlenen öğretmenler, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda ilerleyerek, eğitimin başarısını en üst seviyeye çıkarmak için azim ve kararlılıkla çalışmaktadırlar. Öğretmenler, bu hedeflere ulaşmak adına her türlü fedakârlığı göstermektedir. 1981 yılında, Atatürk'ün doğumunun 100. yılı anısına, her yıl 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırılmıştır. Ülkemizde 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanırken, dünya genelinde ise UNESCO tarafından 5 Ekim, Dünya Öğretmenler Günü olarak belirlenmiştir. Bu vesileyle, başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimize rahmet diliyorum. Tüm zorluklara rağmen görevini başarıyla tamamlayıp emekli olmuş ve halen görevine devam eden meslektaşlarıma sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir yaşam temenni ediyorum. "Öğretmenler; yeni nesil, sizlerin eseri olacaktır." Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözleriyle, öğretmenlerimizin bu kutsal görevi ne kadar büyük bir sorumlulukla yerine getirdiğini bir kez daha anımsatmak isterim. Bugün, eski okulumuzun yeni öğretmenevinde bir araya gelerek Öğretmenler Günü’müzü kutladık. Birlik ve beraberlik içinde olmanın gururunu taşıyoruz.”