İYİ Parti Burdur İl Başkanı Yusuf Altındal, "Mehmet AKif Ersoy Üniversitemiz kampüsü içerisinde cezaevinin işi nedir?" dedi.
İYİ Parti Burdur İl Başkanı Yusuf Altındal, yaptığı basın açıklaması ile yeni cezaevinin yerine tepki gösterdi.
Altındal açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
"İlim, kültür, eğitim şehri olma yolunda gayret gösteren şehrimizin, en büyük ihtiyacı sanki hapishane imiş gibi ‘’yüksek korumalı 5000 kişilik cezaevi yapıldı. Hem de bu hapishane için uygun görülen yer, Burdurun en güzel manzarasına sahip Burdur ve gölünü tepeden gören önü açık, şehrimizin göz bebeği Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) kampüs sahası içindedir. O arazi Burdur Yüksek Öğrenin Vakfı(BURYÖV) tarafından 1994 yılında başlayan kamulaştırma çalışmaları ile fakülteler, yüksek okullar, yurtlar, öğrenciler ve çalışanlar için sosyal tesisler, laboratuvarlar, yüksek teknolojinin üretildiği merkezler ile çalışma alanları vs. yapılsın, şehrimiz bir üniversiteye kavuşsun, bu üniversite büyüme ve gelişmeye açık olsun, yer sıkıntısı çekmesin diye 13 milyon metre karelik geniş bir saha olarak üniversitemize kazandırılmıştır. Benim de içinde ve başında bulunduğum bir grup vefakâr, cefakar, kimisi rahmetli olmuş Burdur sevdalısı arkadaşlarımın bağışları ve katkıda bulunan hayırseverlerimizin yıllar süren uğraşı ve emekleri sonucunda 2006 yılında üniversitemize kavuştuk. Kurulan üniversitemizde yıllarca öğretim görevliliği ve genel sekreterlik yaparak emekli oldum. Burada az veya çok demeden, emeği geçen , katkıda bulunan herkese şahsım ve şehrim adına minnettarım. Vefat edenlere de rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Amaç ve arzumuzun ilim-irfan yuvası olmasını istediğimiz bu alanda içinde katil-terörist-hain-hırsız-tecavüzcü-uyuşturucu taciri-mafya vs. her türlü ağır suçlunun bulunduğu ’’yüksek korumalı cezaevi’’ bizlerin hayalleri içinde yoktu. Mümkündür ki bu suçluların iş birlikçileri ve ortakları da yarın bu şehirde yerleşip huzurumuzu kaçırabilirler.Hangi akıl, hangi mantık, hangi vicdan, nasıl bir düşünce ki bu, bir ilimve irfan yuvası içinde böyle bir şeyi düşünebilmiş ve yakıştırmıştır. Bunun için emek verip gayret göstermemiştik. Hayırseverler ve emeği olanlar adına; başta üniversite sahası içinde cezaevine yer vererek tahsisi yapan o günün rektörü, diğer yetkilileri, siyasileri ile her kim ve kimlerin bu oluşumda payı ve etkisi varsa onları hem Burdur kamuoyunun vicdanına hem Allah’ a havale ediyor, hem de kınıyorum. Acaba Burdura yapılabilecek başka yatırım kalmamış mıydı?"