Jeoloji Mühendisleri Odası Burdur İl Temsilcisi Servet Cevni, Yeni Gün Medya'ya özel açıklamalarda bulunarak, Burdur’un depreme hazırlıklı olmadığını ve kentte kentsel dönüşüm süreçlerinin yetersiz kaldığını ifade etti.

"Burdur’da Depreme Özel Hiçbir Hazırlık Yok"

Cevni, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını ve bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak Burdur'un depreme özel hiçbir hazırlığının olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Burdur'da depreme hazırlığın tek olumlu yanı, 2019 yılında yürürlüğe giren yeni deprem yönetmeliğinin dolaylı etkileridir. Ancak Burdur özelinde doğrudan bir hazırlık söz konusu değil. Yapı stoğumuzun ne durumda olduğu belirsiz. Kaç binamız yeni yönetmeliğe göre yapıldı, kaçı eski? Olası bir depremde hangi yapılar yıkılacak, hangileri ayakta kalacak bilmiyoruz. Bu verileri elde etmek için kamu kurumlarına yazılı başvuruda bulunuyoruz ancak yaklaşık 2,5 yıldır bir dönüş alamıyoruz."

“Kentsel Dönüşümde Büyük Engeller”

Cevni, Burdur’da kentsel dönüşüm sürecinin vatandaşın inisiyatifine bırakıldığını ve ciddi bürokratik engellerle karşılaşıldığını belirtti. Vatandaşların binalarını yenilemek için uzun ve maliyetli bir süreçten geçtiğini söyleyen Cevni, harç ücretlerinin ve bürokratik işlemlerin süreci zorlaştırdığını dile getirdi.

"Burdur'da bir vatandaş binasını kentsel dönüşüme sokmak istediğinde, süreç tamamen onun üzerine yıkılıyor. Önce özel ofislerden rapor almak zorunda, sonra belediyeden ruhsat ve onay süreçleriyle uğraşıyor. Üstüne, otopark harcı gibi ek maliyetlerle karşılaşıyor. Bazı binalar için bu harçlar 1-2 milyon liraya kadar çıkabiliyor. İnsanlar can güvenliğini sağlamak isterken ekonomik yük altında eziliyor."

"Kentsel Dönüşüme Teşvik Şart"

Türkiye’nin farklı illerinde kentsel dönüşüm yapan vatandaşlara harç muafiyeti sağlandığını belirten Cevni, Burdur’da da benzer bir uygulamanın olması gerektiğini ifade etti.

"Burdur’da kentsel dönüşüme giren binalarda harç muafiyeti sağlanmalı. Ayrıca sürecin hızlandırılması için yerel yönetimler vatandaşlara destek olmalı. Örneğin, belediyeler kentsel dönüşüm sürecini yönetecek bir masa açarak, vatandaşların işlerini kolaylaştırabilir. İnsanlar depreme yakalanmadan sağlıklı ve dayanıklı konutlara kavuşmalı."

Son olarak Burdur’da gerçekleşen tek kentsel dönüşüm projesinin Şirinevler Mahallesi'ndeki TOKİ konutları olduğunu hatırlatan Cevni, benzer projelerin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Cevni açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Burdur depreme hazır değil”

“Deprem haftası bildiğimiz gibi 1-7 Mart tarihleri arasında anılan bir haftamız. Toplumumuzda deprem bilincini, deprem farkındalığını oluşturmak için devletimiz tarafından böyle bir tarih belirlenmiş. Bu hafta aralıklarında da işte Çevre Şehircilik Bakanlığımızın önderliğinde aslında sosyal, toplumsal hassasiyetleri biraz daha pekiştirmek için toplumsal bilinci biraz daha pekiştirmek için ve toplum bazında bizim için de yararlı bir hafta olduğunu düşünüyoruz. 6 Şubat'ta zaten ne kadar gerekli bir hassasiyet olduğunu hep beraber ülke olarak hatta dünya çapında gördük. Böyle bir hafta, kıymetli bir hafta özellikle bizim mesleğimiz gereği jeoloji mühendisi olarak zaten işimiz gereği her zaman bizim için kıymetli olan bir gündemdi ama böyle olduğu zaman toplumsal katmanlarda da karşılık buluyor. Bizim de işte vatandaşa bir hitap etme şansımız oluyor, vatandaşı bilgilendirme uyarma şansımız oluyor. Kıymetli bir hafta olduğunu düşünüyorum deprem haftasının. Burdur maalesef depreme hazır değil. Bu konuyu uzun zamandır konuşuyoruz. Ben Burdur'a geleli 10 sene oldu, 10 yıllık meslek hayatım var. Ben kendi adıma Burdurlu bir vatandaş olarak konuşayım; depreme hazırlık mahiyetinde yapılan bir şey görmüyorum. Burdur'da depreme hazırlığın tek tutarlı tarafı olarak şu var; 2018 yılında bir yönetmelik değişikliği oldu, yeni deprem yönetmeliğimiz çıktı 2019 yılında Türkiye çapında uygulamaya geçildi. Türkiye çapındaki genel iyileştirmenin Burdur'a yansıması oldu. Ama Burdur özelinde hazırlığımız var mı dediğimiz zaman her Burdurlu vatandaş bana hak verecektir, depreme özel hiçbir hazırlığımız yok. Yönetmelik dolayısıyla binalarımızın, betonumuzun, demirimizin iyileşmesi, proje kontrolümüzün artması gibi sadece dolaylı bir hazırlık var. Yoksa Burdur özelinde hiçbir hazırlık yok maalesef.

Cevni2

“Kentsel dönüşüm süreçleri Burdur'da vatandaşın üstüne yıkılmış durumda”

Burdur özeline baktığımız zaman, Burdur'da en başta sorun tespiti açısından ciddi problemimiz var. Bu sorunu bir türlü tespit edemiyoruz. Burdur'un yapı stoğu belirsiz. Şöyle belirsiz; aslında yapı stoğumuz belli arşivlerde var. Biz TMMOB’a bağlı kamu kurumu niteliğinde bir odayız, bilgi edinebilecek, kamu yararına her işi yapabilecek niteliğimiz var, kanun bize bu hakkı vermiş. Ama biz diğer kamu kurumlarımızdan bu yapı stoğumuzun tutulduğu arşivlere, kütüphanelere, dosyalara ulaşım hakkını bir türlü elde edemiyoruz. Yazıyla başvurduğumuzda da düzenleyip bize vereceklerini söylüyorlar.  Direk arşive bizi almıyorlar ama ‘biz sana düzenler veririz’ diyorlar 2,5 yıl oldu, yaklaşık 2.5 yıldır hala bekliyoruz düzenleyip vermelerini. Ellerinde yeterli eleman olmadığı, imkan olmadığı gibi bir sürü silsileyle bekletiliyoruz. Aslında Burdur'un deprem hazırlığı için en önemli madde kamu kurumları tarafından yapı stoğunu belirlenmesi. Şunu bilmiyoruz şu an Burdur'da bir deprem durumunda bizim kaç binamız yeni yönetmeliğe göre yapıldı? kaçı eskiye göre yapıldı? Hani bunların yüzdesi olarak kaçı yıkılacak kaçı kalacak. En başta alacağımız hasarı buradan belirlememiz lazım. Biz bu hasarı belirleyecek materyale sahibiz ama arşivlerin, ruhsatlarının başına geçip de onları sayıp da işte ayıracak bir şekilde bir sistem kurulmuyor. Neden olduğunu bilmiyoruz. Son 3 senedir falan düzenli olarak bizim odamız talep ediyor, yazılı olarak da talep ettik ama bir türlü bu talep yerine gelmiyor. Birinci yapılacak konu budur.  Bunu yaptıktan sonra kentsel dönüşüm süreçleri var. Kentsel dönüşüm süreçleri maalesef şu an Burdur'da biraz vatandaşın üstüne yıkılmış durumda. Eğer sen bir vatandaş olarak evinin hasarlı olduğunu ya da eski olduğunu ya da riskli olduğunu düşünüyorsan, gidiyorsun özel bir ofisten kentsel dönüşüm hizmeti alıyorsun, o arkadaş sana kentsel dönüşüm projelerini yapıyor, Çevre ve Şehircilik müdürlüğüne başvuruyor ve ‘tamam bu bina kentsel dönüşüme uygundur yıkabilirsin’ diyorlar. Sen gidiyorsun bu binayı yıkıyorsun ondan sonra sanki sıfır bir parsele iş yapıyormuş gibi sıfırdan tekrar belediyeden bir ruhsat alıyorsun ve o ruhsatla da yeni inşaatını yapıyorsun.

Cevni5

“Türkiye'de yaşayan şu an hiçbir insan eskisi gibi değil. Deprem öncesi vatandaşımızla deprem sonrası vatandaşımız nerede olursa olsun hep beraber toplumsal bir travma geçirdik”

Ama bu süreçte bizim her zaman tespit ettiğimiz şu; bizim gözümüzde odamız mahiyetinde birinci öncelik vatandaşın yaşam hakkıdır, konforudur, can güvenliğidir. Dolaylı olarak aslında bu bizim ülkemizin milli servetine de etki eder. Bir binanın yıkılması demek ülkenin ciddi şekilde ekonomisinin zarar görmesi demek. Deprem bölgesinde bunu gördük. 11 tane ilimiz hasar gördü, ekonomimiz hala düzelmedi. Ki düzelecek gibi de görünmüyor büyük bir süre. Çünkü ciddi bir maddi ve manevi hem can kayıplarından dolayı ciddi manevi hasar oluştu. Türkiye'de yaşayan şu an hiçbir insan eskisi gibi değil. Deprem öncesi vatandaşımızla deprem sonrası vatandaşımız nerede olursa olsun bu Tekirdağ'daki için de geçerli Iğdırlı için de geçerli Antalya için de geçerli, depremi yaşayıp yaşamaması da fark etmez hep beraber toplumsal bir travma geçirdik. Zaten bu parayla ölçülebilir bir hasar değil. Bir de bunun haricinde paralel ölçülebilir maddi hasarlarımız var. Bunların önüne geçmek için bu kentsel dönüşüm süreçlerinin rahatlatılması lazım. Burdur özelinde tekrar konuşuyorum; kentsel dönüşüme zaten bir bina girene kadar birkaç ay herhangi bir vatandaştan bahsediyorum düz bakkal Ahmet amcadan bahsediyorum gidiyor yaptırmak istiyor, iyi niyetli ama adam bürokrasinin altında eziliyor. Bunu bir şekilde hallediyor ondan sonra belediye yıkıyor binayı bir şekilde kentsel dönüşüme sokuyor, binayı yıktı. Yeni bina yapacak belediye gidiyor ruhsatta bir dünya önüne engel çıkıyor, ruhsatı iyi kötü projesini hallediyor, tekrar gidiyor bu sefer de önüne bir dünya harç çıkıyor. Bazı binalar için otopark harçları 1-2 milyon liralardan bahsediliyor. Normal bir vatandaş için bu çok ciddi para. Adam can güvenliğini sağlamaya çalışıyor, konut güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Bu adamın bir şekilde harçlardan muaf tutulması lazım.

Cevni8

“Necatibey mahallesinde insanlar ölsün diye mi bekliyoruz?”

Bunun örnekleri var Türkiye'de kentsel dönüşüm yapan insanlar için valilikler bazı illerde karar almışlar bütün harçlardan muaf, hiçbir harç ödemiyor. Yeter ki diyor binasını yenilesin. Burdur'da da inşallah böyle bir örnek alınır, kentsel dönüşüme giren binalarda vatandaşlardan harç alınmaz. Ayrıca bana sorarsanız pozitif bu konuda ayrımcılık yapılması lazım. Normal bir müteahhitin inşaatı 3 günde çıkıyorsa kentsel dönüşüm yapan adamın 3 saat çıkması lazım ki bizim şu anda Burdur’umuzun biraz daha hızlı yenilenmesi lazım. Teşvik edilmesi lazım. Teşvik edilmiyor mesela Burdur'da edilmediği gibi süreçte çok zor. Hatta bakkal Ahmet amcanın bu işi kendi başına yapması imkansız. Profesyonel bir destek almadan yapamaz. Keşke yapabilir olsa. Bunun için bana sorarsanız mesela yerel yönetimlerde masa açılması lazım. Bu masa vatandaş adına süreci yönetecek ve önünü açacak. Vatandaş depreme yakalanmadan sağlıklı, dayanıklı bir binaya kavuşmalı. Bunu acilen yapmamız lazım. Mesela Burdur’da ne yapıldı kentsel dönüşüme dair? benim son 10 yılda gördüğüm tek şey Şirinevler'deki yani Bozkurt Mahallesi dediğimiz Tokiler. Orada eski bir mahalle yıkıldı yerine yeni Tokiler yapıldı, vatandaş olarak da oranın ne kadar rahatladığını oradaki vatandaşın artık can güvenliği sağlandı. Caddesi, sokağı makul bir hale geldi. Hani oraya niye Toki yapıldı deyip mutsuz olan ben insan olduğunu zannetmiyorum. Benim orayla hiçbir alakam yok, hiçbir şeyim yok geçerken mesela benim bile daha kafam rahat. Tertipli düzenli düzgün bir mahalle haline geldi. Örnek bir proje aslında ama maalesef işte yıllardır yapılan tek proje, muadili yok. İşte Necatibey Mahallesinde 2016 yılında benim hatırladım kadarıyla işte Milletvekili, Vali vesaire toplanıldı, masalar açıldı ama Necatibey Mahallesi hala Necatibey Mahallesi hala sokakları birer metre, ilk depremde dümdüz olacak, bütün binalar gecekondudan hallice. Yaşayanlar da farkında kamuda çalışanlar da farkında bütün hani yönetenler de herkes farkında bunun ama izliyoruz. 2016'dan bu yana kaç yıl geçmiş 9 senedir çivi çakılmadan beklemişiz. Hani adamlar ölsün diye mi bekliyoruz. O çok ilginç geliyor bana mesela niye hiçbir şey yapılmıyor? Hala hiç mi kimsenin gözüne batmıyor, rahatsız etmiyor? Burdur’da bu sıkıntımız çok maalesef.

Cevni6

“Vatandaş kaçak yapıya itiliyor”

Kaçak yapılar artıyor acayip şekilde imar affı bekleniyor. Neden çünkü adam ruhsat almaya geliyor 6 ayda ruhsatını alamıyor, 7. ay bir şekilde ruhsatı çıkarıyor bu sefer diyorsun adama ‘1 milyon harç yatıracaksın’ adamda o para yok. Adam zaten bir tek göz ev yapacak o parayla oturacak. Sen adamı ciddi bir harca mahkum ediyorsun. Bir sürü bürokratik iş ile kilitliyorsun. Benim gözümde bu çoğu vatandaşı kaçağa itiyor. Vatandaş bir dünya iş ile niye uğraşım yapayım geçeyim diyor. Vatandaşı hem maddi olarak yoruyorsun hem mental olarak yoruyorsun. Bunların işte bir şekilde bir düzene girmesi lazım. Ticari olarak yapan adamla bir göz evim olsun, bir kafamı sokayım, sokakta kalmayayım diyen adamı ya da evim benim çürük ilk depremde öleceğim kentsel dönüşümden evimi yenileyim diyen can güvenliği için yapan bu adamları birbirinden ayırmak lazım. Profesyonel iş ile amatör işi bir yerden ayırmak lazım. Gerekirse kamu kurumları vatandaşlara destek vermesi lazım. Bir şekilde bir hareket başlatılmalı ya da mesela odamızdan destek istesinler beraber çalışalım. Biz bu arkadaşlara yol gösterelim ki proje hazırlansın bir dünya yöntemi var. Önemli olan işte bu yöntemi üretmek için işin başına hep beraber geçmek. Bizde daha buna yönelik çalışma bile yok. Böyle bir gündem bile yok. Bunların en azından gündeme gelmesi lazım ki gündeme geldikçe böyle şeylere çözüm üretiliyor. Biz de sizin aracılığınızla gündeme getirmeye çalışıyoruz.

Cevni3

“Deprem konusunu yöneticilerimize talepte bulunarak gündemimizde tutmaya çalışalım”

Biz aslında jeoloji mühendisleri odasıyız. İşimiz kendi mesleğimizi layıkıyla yapmak. Jeolojik mahiyette aslında sadece biz depremlerle gündeme geliyoruz ağırlıklı olarak ama işte göletler, barajlar, madenler, yeraltı kaynakları bunlar genellikle olarak dünyanın coğrafyası anlaşılması bu plaka yapıları, fay yapıları vesaire gibi doğal işte göllerin oluşumu, akarsuların oluşumu gibi ciddi kapsamlı bir alanımız var. Hemen hemen bütün mühendislik dallarıyla doğrudan bir dirsek temasımız var. Her mühendis dalının bizde kesiştiği bir nokta olur bir yerde biz onlara yardımcı oluruz. Birinci önceliğimiz mesleğimizi layıkıyla düzgün bir şekilde yapmak ve yapılmasını sağlamak. Biz burada şunun da farkındayız sadece bir meslek grubu kendi kendine işte daha iyi bir hale gelemez, kendi ülkesiyle doğrudan göbek bağlıdır. Senin ülken kalkınır, senin ülken bağımsızlaşır, bilimselleşir, eğitim seviyesi artar ki senin mesleğin de kıymetlenir. Biz o yüzden memlekette olan konulara da kulak tıkamıyoruz. Memleketimizde olan işte ekonomik yapı ekonomik problemler, memleketimizde olan siyasi yapı siyasi problemler, insan hakları problemleri, eşitlik problemleri, sınıfsal ayrımlar bunları görevimiz olarak görüyoruz. Her ne kadar birinci önceliğimiz mesleğimiz olsa da mesleğimizin kendi kendine gelişecek halinin olmadığının farkındayız. Toplumsal bir yapıyla hep beraber bir yere varabileceği düşünüyoruz. Tüm meslek dallarıyla tüm vatandaşlarımızla beraber. Burdur’dayız, birinci derece deprem bölgesindeyiz. Bu yaşamımızın bir parçası olsun arkadaşlar nasıl ki yağmur yağarken şemsiyemizi almadan yağmurlumuzu giymeden evden çıkmıyorsak burada bunun bir gün bugün olmasa yarın yarın olmasa öbür sene hesabı başımıza geleceğinden emin olalım. Depreme karşı her zaman hazırlıklı olalım. Vatandaşlarımıza en çok talep ettiğim rica ettiğim şey şu; bizi yönetenlerden bol bol bu depreme artık Burdur'un dayanıklı hale gelmesiyle ilgili talepte bulunalım. Şube müdürlerimizdir, Valilerimizdir, Belediye başkanımızdır mümkünse bu yöneticilerimize talepte bulunarak gündemimizde tutmaya çalışalım. Tüm Burdurluların bence ortak görevlerinden biri olmalı.”

Kaynak: MUHAMMET FATİH BAŞCI-ÖZEL HABER