Açıklamada, resmi verilere göre 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, yaklaşık 40 bin binanın yıkıldığı, 200 binden fazla binanın ise ağır hasar aldığı belirtilerek depremlerin şiddeti ve yıkıcılığı açısından beklentileri aştığı ifade edildi. Toplumsal bir travma yaratan depremlerin etkisinin uzun yıllar süreceği vurgulandı.
Oda, geçen 1 yılda beklenen tedbirlerin alınması, bilim çevrelerinin ve meslek odalarının önerilerinin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti ancak bu yönde yeterli adımların atılmadığını belirtti. Deprem sonrası arama-kurtarma, yardım ulaştırma, beslenme ve acil barınma ihtiyaçlarını karşılama konusunda kamu gücünün sınıfta kaldığı, geçmiş depremlerden ders alınmadığı belirtildi.
Özellikle, geçici yerleşim alanlarının kurulması, enkaz kaldırma işlemleri, ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme gibi altyapı hizmetlerinin depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen sağlanamadığı ifade edilen açıklamada, bu durumun deprem bölgesindeki sorunları hala çözümsüz bıraktığı belirtildi.
Depremin en çok etkilediği Antakya başta olmak üzere deprem bölgesinde barınma, beslenme, sağlık, hijyen, içmesuyu, eğitim gibi en temel insani ihtiyaçlara yönelik sorunların hala devam ettiği dile getirildi. Ayrıca, yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı yapılar insan hayatını tehlikeye sokmaya devam ederken, enkaz kaldırma işlemlerinin çevreye ve insan sağlığına zararlar verdiği belirtildi.
Açıklamada, mevcut yapı stokunda önemli oranda riskli yapı bulunduğu ve bu durumun yıllardır bilinip söylendiği ancak gerekli önlemlerin alınmadığı ifade edildi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda 6 ana başlıkta sıralanan zayıf zemin koşulları, malzeme zafiyetleri, konstrüktif zafiyetler, yapı düzensizliklerinin yarattığı hasarlar, sonradan yapılan bilinçsiz tadilat ve müdahaleler, yıpranmışlık ve bakımsızlığın her depremde can kayıpları ve yıkım ortaya çıkmasına neden olduğu belirtildi.
Oda, sorunun özünde ise sistemsel zafiyetlerin olduğunu belirterek, siyasi iradenin bu sorumluluğu üstlenmekten kaçındığını ve yapılaşma sistemini değiştirmek için yeterince adım atmadığını ifade etti.
Sonuç olarak, yapılaşma sistemi ve kültürünün değiştirilmesi, kamu yararının gözetilmesi, rant odaklı imar düzeninden vazgeçilmesi, yapı denetim sistemine yeni bir model getirilmesi, kentsel dönüşümde etkin katılım ve kamu yararı esas alınması, riskli yapı stokunun belirlenmesi ve güçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiği vurgulandı.
Açıklamanın sonunda, 6 Şubat Depremleri'nde hayatını kaybedenler bir kez daha saygıyla anılırken, aynı ihmaller nedeniyle bir daha benzer acıların yaşanmaması için gereken adımların atılması çağrısı yapıldı.