Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, son günlerde artan içme suyu ve kuraklık sorunlarına dair detaylı bir açıklama yaptı. Başkan Ercengiz, belediyenin 10 yıllık performansını ve su sorununa karşı alınan önlemleri anlatarak, geleceğe dair endişelerini paylaştı.

Başkan Ercengiz, açıklamasında öncelikle Senir Suyu projesine değindi. Göreve geldikleri andan itibaren Senir Suyu ile ilgili yasal süreci başlattıklarını belirten Ercengiz, "İlbank tarafından projelendirilen, yapım ihalesi yapılan, üstlenilen ve kontrol edilen bu proje, 2012 yılında sadece 10 ay su taşıdıktan sonra patlayarak atıl duruma gelmişti. Burdur Belediyesi'nin dâhil olmadığı bu projede haklılığımız yerel mahkemelerde kanıtlandı ve şu an son aşamadaki kararı bekliyoruz" dedi.

2016 yılında DSİ ile yapılan protokol kapsamında isale hatlarının yenilenmesi, yeni depoların yapılması ve yeni sondajların açılmasına karar verildiğini anlatan Ercengiz, 2019 yılında tamamlanan projenin bedelinin Burdur Belediyesi tarafından ödendiğini, ancak açılan kuyuların iki yıl sonra verimsiz hale geldiğini ve hatta suyu tükendiğini ifade etti. Ayrıca, kayıp ve kaçakların önlenmesi için İlbank'a 2018 yılında gerekli başvurunun yapıldığını ve proje ihalesinin tamamlandığını belirtti. Yaklaşık 450 km’lik şehir içi yeraltı su kanalizasyon hattı projesinin finansman sağlanmak üzere İlbank Genel Müdürlüğü'nde beklediğini ekledi.

Başkan Ercengiz açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“SENİR SUYU KARARINI BEKLİYORUZ”

“Son günlerin diğer sorununa geldiğimizde; Belediye olarak 10 yıllık performansta sorunu bir bütün olarak ele alıp kurumsal zorunluluklarımızı yerine getirdik. Neler mi yaptık?  Göreve gelir gelmez öncelikli işimiz Senir Suyu ile ilgili yasal süreci başlatmak oldu; ilbank tarafından projelendirilen yapım ihalesi yapılan yapımı üstlenilen ve kontrolü yapılan bu proje 2012 yılında sadece 10 ay su taşımış patlamış ve atıl duruma gelmişti.  Burdur Belediye’sinin dâhili olmayan projede haklılığımız yerel mahkemelerde kanıtlandı ve son aşamadaki kararı bekliyoruz. 2016 yılında DSİ ile yapılan protokolle; isale hatlarının yenilenmesi yeni depoların yapılması ve kendi alanımızda yeni sondajlar açılmasına karar verildi ve 2019 yılında proje tamamlanıp bedeli “Burdur Belediyesi” tarafından ödenmek üzere teslim edildi. Ancak açılan kuyular iki yıl sonra verimsiz hatta suyu tükenmiş hale geldi. Diğer bir sorun ise kayıp ve kaçakların önlenmesiydi. Bu sorunun da giderilmesi için ilbank’a proje ve yapım için gerekli başvuru 2018 yılında yapıldı.  Proje ihalesi yapıldı ve yaklaşık 450 km’lik şehir içi yeraltı su kanalizasyon hattı projesi tamamlanarak finansmanı sağlanmak üzere İlbank Genel Müdürlüğü’nde halen daha beklemektedir. 

“ARITMA TESİSİMİZ BİRKAÇ AY İÇERİSİNDE TAM KAPASİTE DEVREYE GİRECEK”

2020 yılında bir anda boşalan kuyular nedeniyle yaşadığımız su krizi için kendi bölgemizde sondaj çalışmalarını hızlı bir şekilde tamamlarken bir yandan da Senir Suyu için süreci başlattık. 20 farklı kurum ve farklı bakanlıklardan gerekli olan yazışma ve izinleri alabilmek için üç senenin üzerinde çaba sarf ettik.  Tüm görüş ve izinler alındı plan askıya çıktı ve her şey tamam derken bizim proje yine bir yerlerde takıldı bekliyor.  Kaldı ki; bu proje için İlbank tarafından finansmanın sağlanabilmesi de bugünkü ekonomik koşullarda çok kolay gözükmüyor.  Biz bize düşenleri yapma konusunda hiçbir şeyden geri durmadık.  Suyun hırsızlığını yapanlara da göz açtırmadan denetimlerimizi arttırdık. Yetmediği noktada yeni sondajları açmaya devam ediyoruz.  Yine DSİ ile yaptığımız protokolle arıtma yumuşatma tesisini de tamamladık. Ancak o projede de daha az su kaybı olması için modernize etmek üzere ek tesis kararı aldık bir kaç ay içerisinde arıtma tesisimizde tam kapasite devreye girecek. 

“UMARIM ÖNLEMLERİ ALIR BİZDEN SONRAKİ KUŞAKLARA YAŞANABİLİR BİR VATAN BIRAKIRIZ”

Yıllardır içme suyu barajıyla ilgili talebimizi her pozisyonda yüksek sesle dillendirdik. 
Akçay, Belkaya, Yapraklı, Bademli barajları derken on yılı geride bıraktık ortada vaatlerden başka bir şey yok! Bölgede artan sulu tarım nedeniyle her yıl yeni kuyular açmak zorunda kalıyoruz. İçme suyu sağlamak tek başına yerel yönetimin görevi değildir. Var olan suyu dağıtamıyorsak elbette bizi eleştirmek herkesin hakkıdır ancak kenara çekilip tüm sorumluluğu yerele bırakıp biz gerekli uyarıyı yaptık demek kolaycılık olur. 22 yıldır ülkeyi yöneten siyasi iktidarın Burdur tercihleri noktasında Burdur’un Karacaören’ini Antalya’ya verirken hiç mi sorumluluğu yok! Bugün Bucak’ta da su sorunu yaşarken koca baraj neden Antalya’ya devredildi?  Neden o günlerde itiraz etmedi Burdur’un siyasetçi ve bürokratları?  Biz de buradan uyarıyoruz kaçak sondajları kapatmazsanız şimdilik işini gören çiftçimiz de bir kaç yıl içerisinde bırakın vahşi sulama yapmaya, yüzünü yıkamaya su bulamayacak. Burdur Gölü için üç tane havuz açıp gölün buharlaştığını keşfeden ve Burdur Göl’ümüzü kaderine terk eden yöneticiler bunun da sorumluluğunu üstlenmeyecek.  Su; yakın bir gelecekte Türkiye’nin en asli sorunu olacak umarım çok geç olmadan gerekli önlemleri alır suyu doğru yönetir bizden sonraki kuşaklara yaşanabilir bir Vatan bırakırız.”

Kaynak: MUHAMMET FATİH BAŞCI