Vali Arslantaş’tan engelli değil; ’’Yetersiz Birey’’ vurgusu!
Özel Öğrencilerin Gösterileri Beğeni ile İzlendi
Özel Çocuk Annesi Eylem Selcan Tuncel’den Duygulandıran Konuşma
Burdur’da 10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından birlikte program düzenlendi.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonunda düzenlenen programda saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Protokol konuşmaları sonrası özel öğrencilerin şarkı, dans, şiir ve çeşitli gösterileri ile devam eden programın sonunda etkinlik stantları ziyaret edildi.
Programda Vali Arslantaş, öğrenci velisi Eylem Selcan Tuncel ve Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Mukaddes Kılınç tarafından konuşma yapıldı. Bucak İsmail Şerife Sarı Bakım ve Rehberlik Merkezi Öğrencisi tarafından şiir okunması ile devam eden programda, Burdur Özel Eğitim Anaokulu'nun atık malzemelerden oluşan defile gösterisi, Özel Eğitim Uygulama Okulu I. II. III. Kademe İzciler Kampı gösterisi, Bucak İsmail Şerife Sarı Bakım ve Rehberlik Merkezi tarafından halk oyunları gösterisi, Şehit Hakan Aktürk Özel Eğitim Meslek Okulu öğrencileri tarafından step gösteri ve işaret dili ile "Adı Ne Fark Eder Ki" şarkısı icrası, Burdur Özel Eğitim İlkokulu/Ortaokulu ve Kemal Solmaz Ortaokulu Öğrencileri Korosu tarafından çeşitli şarkılar seslendirildi.
Program Bucak İsmail Şerife Sarı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Öğrencileri tarafından "Aşuk İle Maşuk" gösterisi sonrası Özel Eğitim öğrencileri tarafından hazırlanan etkinlik stantlarının gezilmesi ile sona erdi.
“Üzerimize düşenleri yapmaya kelime seçimimizle başlayarak engelli sözcüğü yerine yetersizliği olan birey ifadesini kullanmayı tercih ederek başlayalım”
Vali Arslantaş programda yaptığı konuşmada şunları söyledi;
"Âdemoğlu doğacağı aileyi, coğrafyayı, fiziksel ve zihinsel potansiyelini seçme serbestisine sahip olmadan dünyaya gelir. Üstün yaratma erkinin kendisine ihsan ettikleriyle muvakkat süreli bir hayat yaşar. Hiçbir dahli olmayan bu oyun ve eğlence alanında gâh sevinir gâh üzülür vakti geldiğinde de hiç yaşamamış gibi bu dünyadan göçer gider. Ontolojiyle dinler tarihinin kesişiminde ki hikayemiz, yukarıda bahsettiğim vecihle, farklı idrak kabiliyetiyle yaratılan insanlarca, kalıplarının müsaade ettiği kadar anlaşılmaktadır. Sistemin kün fe yekün kısmıyla ilgili hiçbir selahiyetimiz olmasa da, yaratanın bize takdir ettikleriyle, sistemin işleyişine dokunarak değiştirme kudretine sahip olmamız bir yönüyle varlık gayemizdir. Güçlünün olduğu kadar zayıfında, varsılın da yoksulunda, itibarı olanın da olmayanında, mevzu özelinde konuşmak icap ederse üstün yeteneklinin de mental retal yetersizlik illetine duçar olanında, yalnız bir hayat yaşama şansı vardır ve bu tek sıkımlık kurşunu, en isabetli şekilde harcamak tüm insanların en tabii hakkıdır. Peygamberimiz "Arabın Aceme, Acemin Araba üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." Buyuruyor. İslamın felsefi yorumla meczedilmesiyle ortaya çıkan tasavvuf, tüm varlıkları alemde var edildiği için biricik ve değerli kabul etmiştir. Bu handa bir müddet konaklayıp göçeceğimizin ayırdında olan akıl sahipleri, mahşeri vicdanla fikretme yetisine eriştiklerinde, Yunus'un ifadesiyle "Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, Yetmiş iki millet bile elin yüzün yumaz değil" diyebilecek ruh irtifasına ulaşmışlardır. Öte yandan maalesef bu alem -Akif'in emsalsiz ifadesiyle- bugün yemyeşil bir vâdi, yarın kıpkızıl bir gülşende; içimiz, kainatımız şen gezilecek bir idealar alemi değildir. İnsan eliyle dengesi şaşırtıldığından mizantropist bir güruhun dahi ortaya çıktığı, hususun çok eski devirlerden itibaren güçlü olanın haklı kabul edildiği bir seyrangâhtır. Gönlünde çocuk safiyetiyle yaşarken, başkalarından fenalık gelmemesi için en kavi pusatları kuşanmak ve bu iki uç arasındaki dengeyi bulmak, iyi insanların tutturması gereken gayet meşakkatli ve lakin mecburi bir vazifedir. Çok şükür bizim medeniyetimizin merhamet ve vicdan karinesi diğer medeniyetlerden fersah fersah üstündür. İlkel batı toplumlarında yetersizliği olan bireyler ya anne babalarının günahlarının bedeli yahut şeytanın yeryüzünde vücut bulabildiği bedenler olarak kabul edilmiş, Hristiyanlığı kabul edene kadar, öldürülmeyerek köle olarak kullanılmak, her türlü istismara uğramak, şiddet görmek ve aşağılanmak engelli bireylere sunulan lütuflar olarak algılanmıştır. Türk İslam medeniyetinde ise peygamberimizin hadisi uyarınca yetersizliği olan bireylere hüsnü muamelede bulunulmuş, dini, siyasi ve askeri görevler verilmiş, Allah'ın tüm yarattıklarına kıymet vermek temel düstur olarak kabul görmüştür. Geçmişimizle iftihar etmenin günümüze faydası olmadığından bizler dahi atalarımıza layık şekilde yaşamalıyız. Kelimeler anlam dünyamızı şekillendiren en mahir mürebbiyelerdir ve zihin terbiyesinde müthiş kabiliyetlidirler. Teknolojide, bilimde ve irfanda başa güreşen kavimlerin evrensel kabul görmesi bu sebepledir. Gelin üzerimize düşenleri yapmaya kelime seçimimizle başlayarak engelli sözcüğü yerine yetersizliği olan birey ifadesini kullanmayı tercih ederek başlayalım. Kelimelerin gücüne inanın ve bu gücü kullanmaktan çekinmeyin. Sözlerimi nihayete erdirirken sizlere yetersiz bireylerin ilham verici hikayelerini konu edinen birkaç film tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Her Çocuk Özeldir, Benim Adım Khan, Forrest Gump, Yağmur Adam, Sol Ayağım, Siyah ve Can Dostum filmlerinden en az birini izlemenizi istirham ediyorum. Fıtri duyarlılığınızın bu yolla daha da keskinleşeceğine eminim. Sizleri muhabbetle selamlıyor hepinizi Allah'a emanet ediyorum"
“Engelli çocuklarımız söz konusu olduğunda düşüncemiz ve hassasiyetimiz daha yüksektir”
Burdur Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mukaddes Kılınç ise şöyle konuştu;
“10-16 Mayıs Dünyada ve ülkemizde engelliler haftası olarak anılmaktadır. Ülkemizde son yıllarda engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak adına önemli politikalar geliştirildi, büyük hizmetler yapıldı. Birçok yeniliğe imza atıldı. Yapılan köklü değişiklikler, sosyal destekler ve artan hizmet çeşitliliği engellilerimizin hayatını her alanda kolaylaştırmayı hedefledi. Sadece sosyal alanlarda değil, zihinlerimizde de engelleri aşarak ve toplumda Bir farkındalık yaratmayı başararak, engellileri saklayan bir anlayıştan bugün engelli kardeşlerimizi topluma kazandıran bir anlayışa çevrildik. Engellilerimiz hemen her alanda gösterdikleri başarılarla bizlere örnek teşkil etmeye başladı. Milli yüzücümüz Sümeyye Boyacı ile gurur duyduk, futbolda ampute futbol takımımız dünya şampiyonu oldu. Daha niceleri azim ve çabaları ile bizlere neler yapabileceklerini gösterdi. 2005 yılında yasal düzenleme yapılarak 5378 sayılı Engelliler Kanunu ile engellilerin toplumsal hayata katılımı önündeki engeller ortadan kaldırıldı. Sokaklarımızı, okullarımızı, tüm ortak alanlarımızı, toplu taşıma araçlarımızı yeniden düzenleyerek, engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak üzere büyük adımlar attık. Engellilerimizin aile ortamından ve sosyal çevrelerinden kopmadan hayatlarını sürdürebilmelerine yönelik evde bakım ve destek hizmetlerimizi arttırdık. Ailesinin yanında bakımı mümkün olmayan engellilerimiz için Umut Evi uygulamasını İlimizde 2010 yılında başlattık. Bu evlerde engelli evlatlarımıza ev ortamında bakım hizmetleri vermekteyiz. Milli Eğitim Bakanlığımız, ihtiyacı olan bütün engelli kardeşlerimize eğitim hizmeti sunmaktadır. Engeli nedeniyle zorunlu örgün eğitimden doğrudan yararlanamayan çocuklarımıza evinde ya da hastanede eğitim imkanı ve ücretsiz servis imkanı verilmektedir. Çocuklar bizlere Allah’ın birer emanetidir. Engelli çocuklarımız söz konusu olduğunda ise bu düşüncemiz ve hassasiyetimiz daha yüksektir Engelli kardeşlerimizin hayatlarına daha doğru dokunuşlar yapabilmek için ilimizde Erişilebilirlik Denetleme ve izleme Komisyonu oluşturulmuştur. Komisyonumuzun daha nitelikli çalışmalar sunabilmesi için sizlerin desteğine daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Keza Belediyelerin, sosyal belediyecilik anlayışıyla şehirlerimizi, özellikle “erişilebilir” ve “ulaşılabilir” olması noktasında bilinçli çalışmalarla desteklemesi engelli kardeşlerimizin hayatına olumlu katkılar sunacaktır. Bakanlığımız tarafından engellilerimizin istihdamının sadece kamuda değil, özel sektörde de olması için Engelli kardeşlerimizi istihdam eden işverenlere, prim teşviki sağlanmaktadır. Ayrıca, girişimcilik eğitimi alan ve kuracağı meslekte eğitim almış engellilerden kendi işini kurmak isteyenlere İŞKUR ve KOSGEP tarafından hibe desteği verilmektedir. Bunlar engelli vatandaşlarımız için büyük ve önemli adımlardır. Asıl olan zihinlerdeki engeli kaldırmaktır. Bu engeller kalktığında yapılamayacak hiçbir şeyin olmadığını onların gayretleri bize göstermektedir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak engellilere verdiğimiz hizmetleri “hakların sahiplerine teslim edilmesi” olarak görüyor ve “her şeyi yaptık” anlayışını kabul etmiyoruz. Her zaman daha fazlasını yapma gayreti içerisinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu anlamda Bakanlığımız tarafından “Engelsiz Vizyon 2030” belgesi yayınlanmıştır. Ülkemizin engellilik alanındaki vizyonunu ve yol haritasını ortaya koyan 'Engelsiz Vizyon', 2030'a kadar engellilik alanındaki politika, program ve hizmetleri ortak bir bakış açısıyla yönlendirmeyi sağlayacak üst düzey bir politika belgesi olarak; ana akım ve engellilik alanına özgü hizmetlere bütüncül bir çerçeve oluşturmayı, engellilerin ana akım politika, program ve hizmetlerden tam ve etkin yararlanabilmelerini, engellilik konusunu görünür kılmayı ve engellilerin kendileri ile ilgili politika oluşturma ve uygulama süreçlerine dahil olmalarını amaçlamaktadır Şu anda ilimizde 1448 aileye her ay 4336 TL evde bakım desteği verilmekte 217 engelli vatandaşımıza resmi ve özel kuruluşlarımızda bakım hizmeti verilmektedir. 2 10-16 Mayıs Dünya Engelliler haftasında toplumsal farkındalığın ve duyarlılığın artmasına, hepimizin daha fazla sorumluluk almasına vesile olmasını temenni ediyorum, engelleri aşmak için çaba sarf eden tüm engelli kardeşlerimizi ve ailelerini sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
KADRİYE ÇETİN

Editör: TE Bilisim