Üretmen, göz tembelliği tedavisinin ancak belirli bir yaşa kadar yapılabildiğini belirterek, erken tanının tedavi başarısını yükselttiğini dile getirdi.

Prof. Dr. Önder Üretmen toplumun yüzde 2 ile 4'ünde saptanan göz tembelliğinin hayatın ilk yıllarında şaşılık, miyopi, hiperopi ve astigmatizma gibi kırma kusurları ya da görme aksı bulanıklığına yol açan katarakt, göz kapağı düşüklüğü, kornea lekeleri, göz içi kanama gibi nedenlerle geliştiğini söyledi.

Prof. Dr. Üretmen: “Doğum öyküsü olan, gelişme geriliği olan, ailesinde şaşılık, göz tembelliği olan çocuklarda risk daha da artmaktadır. Göz tembelliği doğumdan sonraki ilk bir kaç ay içinde gelişebilir. Etkili tedavisi ancak 9 - 10 yaş civarına kadar mümkündür. Ne kadar erken tespit edilir ve tedaviye başlanırsa, tedaviye cevap o kadar iyi ve hızlı olmaktadır” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLAR DÜZENLİ MUAYENE EDİLMELİ

Prof. Dr. Önder Üretmen, görme gelişimi sırasında gözlerden biri veya her ikisi şaşılık, görme aksı bulanıklıkları ve kırma kusurları nedeniyle yetersiz uyarı aldığında göz tembelliğinin geliştiğini söyledi.

Üretmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Göz tembelliği kırma kusurlarına bağlı da gelişebilir. Her iki gözdeki yüksek miyopi, hiperopi ve astigmatizma çift taraflı tembelliğe neden olur. Gözler arasında numara farkı olması durumunda yüksek numaralı gözde göz tembelliği gelişir. Bu durum en geç tanı alan göz tembelliği tipidir. Çocuk sağlam gözüyle normal hayatını sürdürebildiğinden ailesi tarafından diğer gözünde tembellik olduğu anlaşılamaz. Görme aks bulanıklıklarına bağlı göz tembelliği en az sıklıkla görülmesine rağmen, tedavisi en zor tembellik tipidir. Çok hızlı geliştiği için saptandığında daha derin bir tembellik söz konusu olmaktadır. Bu durumlarda görme aksını etkileyen durumların cerrahi tedavisi gerekli olabilmektedir. Göz tembelliği erken saptanır ve tedaviye başlanırsa, başarı şansı çok artar. Bu nedenle çocukların erken ve düzenli göz muayenelerinden geçmeleri şarttır”

10 YAŞINDAN SONRA TEDAVİ ZORLAŞIYOR

Göz tembelliği tedavisinin hayatın ilk 9 - 10 yılında etkili olduğunu anlatan Prof. Dr. Önder Üretmen, bu dönemden sonra başarı şansının düştüğünü hatırlattı.

Prof. Dr. Üretmen, şunları söyledi: “Tedavide var olan görme aksı bulanıklıkları ortadan kaldırılmalı, kırma kusurları düzeltilmeli ve hastanın tembel olan gözünü kullanması sağlanmalıdır. Tembel olan gözün kullanımını sağlamanın en etkili yolu, sağlam gözün belirli sürelerde kapatılmasıdır. Kapatma cilde yapışan ve göze ışık girmesini tamamen engelleyen bantlarla yapılmalıdır. Gözlük camına yapıştırılan kapama aksesuvarlarının etkinliği düşüktür. Kapama süresi başta göz tembelliğinin derinliğine ve hastanın yaşına bağlı olarak günde iki saat ile tam gün arasında değişmektedir. Kapama sırasında tembel gözün aktif kullanımı amaçlanmalıdır. Göz tembelliğinin daha hafif olduğu hastalarda veya kapamanın yapılamadığı durumlarda sağlam gözün görme kalitesinin damla veya gözlük camlarıyla bozulması diğer tedavi seçeneğidir. Son yıllarda göz tembelliği tedavisinde elektronik cihazlarla yapılan görme egzersizleri de kullanılmaktadır”

Kaynak: HABER MERKEZİ