SDÜ'lü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Zeynep Akçam, bir gül dikeni batması ile dahi tetanoz mikrobunun bulaşabileceğini söyledi.
Her yıl Nisan ayının son haftası, aşıların önemini hatırlatmak amacıyla ‘Dünya Aşı Haftası’ olarak kutlanmaktadır.
Profesör, Dünya Aşı Haftasında Toplum Farkındalığı İçin Konuştu
Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Zeynep Akçam, Aşı Haftası nedeniyle bazı bilgiler paylaşarak aşının önemine işaret etti. Erişkin yaş grubunda aşı gerekliliğini anlatan Prof. Dr. Akçam, toplumda farkındalığın artırılması amacıyla SDÜ Hastanesinde bir ‘Aşı Polikliniği’nin hizmete açıldığını söyledi.
Prof. Dr. Füsun Zeynep Akçam, şu bilgileri paylaştı;
Enfeksiyon hastalıkları korunulabilir hastalıklardır. Bağışıklama da enfeksiyon hastalıklarından korunmanın yollarından biridir.
Bağışıklama, bireyin bağışıklık sistemini yapay yollarla uyararak enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmasını sağlama işlemidir. Aşı uygulaması ile aktif ya da immünglobulin uygulaması ile pasif şekilde bağışıklama sağlanmaktadır. Aşılar, virulansı (hastalığa neden olma yeteneği) azaltılmış ya da öldürülmüş mikroorganizmaların doğrudan kendisinden ya da belli bölümlerinden hazırlanan süspansiyonlar olup bağışıklık sistemini uyarmak amacı ile çeşitli yollardan (kas içi, cilt altı, ağız, vb.) uygulanabilmektedir.
Yakın zamana kadar aşılama sadece çocukluk yaş grubuna özel uygulamalar gibi algılanmış olup erişkin yaşlarda aşı uygulamaları bazı istisnalar haricinde ihmal edilmiştir. Ancak günümüzde, transplantasyon (organ nakli) ve medikal cihaz uygulamaları başta olmak üzere tıbbi müdahalelerdeki gelişmeler, ölümcül seyreden birçok hastalığın şifa ile sonuçlanmasını sağlamaktadır. Yaşam sürecinin uzamasıyla yaşlı nüfusun artması da bağışıklamada erişkin popülasyonu önemli bir hedef kitle haline getirmiştir.
Erişkinlerde aşı uygulamalarına kısaca değinecek olursak; erişkin tipi difteri tetanoz (Td), pnömokok (zatürre) ve influenza (grip) aşıları sağlıklı erişkinlere önerilen aşılardır. Ülkemizde ilk Td aşısı, çocukluk aşı takvimi içerisinde beşinci doz (ikinci rapel doz) olarak 13 yaş çocuklara uygulanmaktadır. Bu yaştan sonra her on yılda bir tetanoz rapel (hatırlatma) dozlarının uygulanması gerekmektedir. Bunun nedeni tetanozun akla gelmeyeceği küçük yaralanmalarla da tetanoz hastalığının gelişebilmesidir. Bir gül dikeni batması ile dahi tetanoz mikrobu ile tanışmak ve hastalanmak mümkündür. Sağlık otoritesi kontrolünde yapılan bu ikinci rapel doz sonrasındaki aşı uygulamalarının takibi, kişilerin ve aile hekimlerinin duyarlılığına bağlıdır. Zatürre ve grip, özellikle 65 yaş üzerindeki kişilerde, kronik hastalıkları olan kişilerde ve hastalık ya da ilaç kullanımı nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde ağır ve ölümcül seyredebilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 40.000’den fazla erişkin, aşıyla önlenebilen hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bunların önemli bir kısmı pnömokoklara (zatürre mikrobu) bağlı gelişmektedir. Bu nedenle kronik hastalığı olan her erişkin ile kronik hastalığı olmasa da 65 yaş üzerindeki kişilere bu aşılar uygulanmalıdır. Erişkin aşıları denildiğinde bu üç aşı öne çıksa da kişilerin meslekleri veya seyahat planları dolayısıyla çeşitli aşı ihtiyaçlarının olabileceği de unutulmamalıdır.
Çocuklarda olduğu gibi erişkinlerde de aşının “hayat kurtardığı” farkındalığının artırılması gerekmektedir. Bu amaçla hastanemizde erişkin yaş grubuna hitaben bir aşı polikliniği hizmete açılmıştır. Mevcut haliyle çocuk ve erişkin aşıları aynı mekanda uygulanmakta olup erişkin yaş grubu için aşıların plan ve uygulama şemaları Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı kontrolünde yapılmaktadır.