Belçikalı oyuncu Trabzonspor Dergisi'ndeki röportajında, ocak ayında birkaç kulüpten transfer teklifi aldığını ancak Borussia Dortmund'un bunları ilk etapta reddettiğini, transfer döneminin bitimine birkaç gün kala ayrılabileceğinin kendisine iletildiğini belirtti.

Kulübün yaptığının çok adil bir durum olmadığını vurgulayan Meunier, şöyle devam etti:

"Ama ben hep saygılı olup hiçbir şey söylemedim ve bir kulüp bulmak zorundaydım. Çünkü planım mümkün olan en fazla sürede sahada olmak ve Belçika Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonası'na katılma hayalimi canlı tutmaktı. Plan, her maçta oynamak, sağlıklı kalabilmek, kazanmak, ritim tutturmak çünkü bu da sürecin bir parçası. Yine etrafımda pozitif bir atmosfer ve enerji bulunmasını sağlamak da hedeflerim arasındaydı. Trabzonspor da doğru zamanda geldi ve o anda benim için hem en iyi fırsat ve en iyi çözümdü. Doğrusunu söylemek gerekirse de hiç pişmanlık duymadım. Harika bir oyuncu grubumuz var. Doğru mantalite, doğru disiplin. Takımla daha ileriye doğru yol alabilmek için sabırsızlanıyorum."

"Asla pes etmem"

Meunier, sahada eski usul tarzda ama modern yeteneklere sahip bir oyuncu olduğunu anlatarak, "Asla pes etmem. Her maçta 12-13 kilometre civarında koşarım. Hep takımı düşünürüm. Kendimden çok fedakarlık yaparım çünkü bazen biraz daha fazlasını yapmaya, kişisel bir bakış açısıyla maçı değerlendirmeye çalışırım. Ama önceliğim hep takım arkadaşlarımın, pozisyonlarını dışına çıkmış olanların açıklarını kapatmaktır. Gerçek bir takım oyuncusuyum." şeklinde konuştu.

Trabzonspor ile 18 aylık kontratı bulunduğunu dile getiren Belçikalı sağ bek, şu değerlendirmede bulundu:

"En az Haziran 2025'e kadar Trabzon'da olacağım. Bu benim için artık uzun dönem demek çünkü 22 yaşında değilim. Eylül ayında 33 olacağım. Sona başlangıçtan daha yakınım. Bu tarz bir tecrübenin de tadını çıkarmalıyım. Açık görüşlü birisiyim, Belçika'da, Fransa'da, Almanya'da oynadım. Yeni mücadeleler tanıyabilmek benim isteklerimden biriydi. Sonrasında da Türkiye'ye gelme imkanım oluştu. Bu, İspanya, İtalya, Rusya ya da herhangi bir yer de olabilirdi. Ama burada, Trabzon'da doğru kararı aldığımı düşünüyorum. Çünkü tesisleri gördüğümde, teknik ekibi gördüğümde, kulübün etrafındaki ve kulübün içindeki insanları gördüğümde çoğu şeyin mükemmele yakın olduğunu görüyorum."

"3 yıllık bir sanat okuma imkanım vardı"

"Oynadığım her kulüpte kontratımın sonuna kadar devam ettim." diyen Meunier, "Ben hep uzun dönemde düşünülen, kullanılan bir kişi oldum. Planım da bu. Eğer burada 2-3-4 yıl kalacaksam her şey istediğim gibi olmalı. Şu an içinde olduğum ortam da tam böyle bir ortam." ifadelerini kullandı.

Muhasebe eğitimi aldığını ancak daha sonra sanat üzerine okumayı tercih ettiğini kaydeden sağ bek oyuncusu, "Sahada yaratıcı olduğumu biliyordum çünkü topla oynamak, hareketler, Ronaldinho ve o tarzdaki, onlarla büyüdüğüm Brezilyalı oyuncular gibi yetenekler sergilemek benim için bir zevk. Sınıfta da kendimi çizim yaparken, resim yaparken bulmuştum. Yetenek, yaratıcılık ve orijinallikle ilgili bir konuydu. Bir özgürlük gibiydi, biraz da sahadaki özgürlük gibi. Fikrini kullanıp onu kağıda dökebilmek ya da bir tuvale. 3 yıllık bir sanat okuma imkanım vardı ve hala da çok ilgiliyim." dedi.

Meunier, futbola ilk başladığında bir dönem çalışmak zorunda kaldığını ve bir fabrikaya da girdiğini anlatarak, "Benim için en iyisi futbol çünkü ben futbolu bir sanat gibi görüyorum. Yapabildiğim en iyi sanat tabii ki futbol. 25 yıldır bu sanatı icra ediyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse çizim yapmayı, grafitiler çizmeyi seviyorum. Bazen de masanın başına çocuklarımla geçiyorum ve ben çizmeye başlayınca onlar da aynısını yapıyorlar. Sanat aynı zamanda başkalarına aktarabileceğiniz de bir şey." diye konuştu.

Editör: Hatice Kübra Atız